Pazartesi, Aralık 28, 2015

KOZMETİK | Beauty Blender İncelemesi


Çok istediğim şeylerin sürprizlerle kapımı çaldığı ve beni keyiften dört köşe yaptığı bir haftanın sayesinde ben yeni haftaya bugün çok yorulsam da keyifli başladım! :) Hepimiz için de senenin son haftası çok güzel, çok mutlu ve bol sürprizli olsun! :)

Benim o çok istediklerimden biri işte bu yumurta şeklindeki esrarengiz makyaj süngeriydi. Hakkında şahane yorumlar yapılıyordu, tüm fırçaları bir kenara attırdığından bahsediliyordu, diğer hiçbir muadiliyle kıyas konusu dahi yapılmıyordu. Ben de Beauty Blender'ı hem çok merak ediyor, hem de ne kadar farklı olabilir diye düşünerek Real Techniques ve Yves Rocher makyaj süngerlerimle gül gibi geçinip gidiyordum.

Ama her Watsons'a ya da Sephora'ya girdiğimde de, bulunduğu reyonda mutlaka biraz vakit geçiriyor fiyatını görünce ya değmezse endişesiyle arkamı dönüp çıkıyordum.

İşte biricik anneciğim de bu iflah olmaz merakımı bildiğinden Watsons indiriminden faydalanıp bana bu süngeri hediye etti. Onun aldığı Red Carpet versiyonuydu ama çok fazla boya akıttığı yorumlarını okuyunca ben siyah ya da orijinal pembe rengiyle değiştirmek istedim. Pembe sünger de kalmadığı için son kalan siyahla değiştirdim.

Daha öncesinde dediğim gibi sadece Real Techniques ve Yves Rocher'ın makyaj süngerlerini kullanmıştım. Ve ikisini de çok seviyorum. Beauty Blender'la aralarında o kadar büyük fark var mı derseniz devasa farklar yok. Ancak ben üçünden birini seçecek olursam kesinlikle Beauty Blender derim.



Nedenine gelince öncelikli olarak Beauty Blender lateks yani kauçuk hammaddesi içermiyor. İçinde sadece olması gerektiği kadar sus tutuyor ve yıkayıp suyunu sıktıktan sonra çok fazla ağırlaşmıyor. Ya da şöyle söyleyeyim, ıslaklıktan nemliliğe diğer süngerlere göre daha kolay geçiyor. 

Uygularken yüzde hiçbir şekilde fondöten izi bırakmıyor. Sivri ucuyla göz altı kapatıcısı da çok rahat uygulanıyor. Yoğun yapıdaki fondötenler Beauty Blender'la uygulanınca resmen yok gibi, cilt gibi duruyor. Ben aldığım günden beri kullanıyorum ve verdiği doğal sonuca bayılıyorum. Yukarıdaki fotoğrafta da Beauty Blender bence en çok yakıştığı fondötenlerden biriyle. MAC Studio Waterweight fondötenle.

Bitirecek olursam; eğer bir sünger alacaksanız, indirim zamanını da kollarım diyorsanız tercihiniz Beauty Blender olsun. Zira verilen her kuruşu hak etse de indirimsiz hali bir sünger için biraz pahalı. Daha ekonomik bir sünger içinse 10 TL'lik Yves Rocher bence gayet iyi bir seçenek.

Herkese çokça sevgiler ve mutlu haftalar! :)  
Devamını Oku

Cuma, Aralık 25, 2015

KOZMETİK | MAC Fluidline Eyeliner Gel


Uzun zamandır almayı ertelediğim, ancak en sonunda akmayan eyeliner arayışımda son çare olarak gördüğüm MAC Fluidline Blacktrack Jel Eyeliner'la herkese merhaba!
Her zaman bahsettiğim gibi benim göz çevremde pek çok ürün akma ve dağılma yapıyor. O yüzden bir eyeliner, göz kalemi, ya da maskara alacağım zaman radarlarım epeyce açık oluyor. Mesela bir ürünü almadan önce ürün hakkında yapılan yorumları resmen sayfa sayfa ezberliyorum. :o Ve özellikle kendi cilt tipime yakın kişilerin tecrübelerine ekstra dikkat kesiliyorum.

İşte MAC Fluidline Blacktrack'i de tavsiyesine uyup sayesinde deneyimlediğim hiçbir üründe hayal kırıklığı yaşamadığım birkaç blogger sayesinde kafama koymuştum. Özellikle 'göz içinden dahi asla akmıyor' yorumlarıyla kalbimden vurulmuştum! <3

Ve günlerden bir gün en yakın arkadaşım Didem'in söz makyajı yapılırken, fikirlerine çok güvendiğim MAC Alsancak make up artist'i Gülhan Göz de ürünün çok başarılı olduğundan bahsedince daha fazla dayanamayıp aldım.



Deneyimlerime gelecek olursak. Öncelikle sabahtan akşama kadar göz içimden asla akmıyor diye bir şey yok. Ancak beş altı saatlik bir kalıcılıkla benim göz içimde şimdiye kadar kullandığım en iyi eyeliner. Göz kapağımda ise ben makyajımı çıkarana kadar sabit kalıyor. Rengi kömür gibi, simsiyah. Kadifemsi bir siyah ve zaten kadifemsi de bir yapısı var. 

Ürünü kullanırken ben kuruma endişesi yaşadığım için fırçama yeteri kadar ürün aldıktan sonra kavanozu ters çevrili tutarak kurumayı önlemeye çalışıyorum. Uygulamayı ise Sephora'nun 90 numaralı açılı eyeliner fırçasıyla yapıyorum. Bu fırçayı da gayet başarılı buldum çünkü sert ve incecik ucuyla hem eyeliner'a sürerken hakim olmamı sağlıyor hem de istediğim kalınlıkta bir bitiş alabiliyorum.

Benim Blacktrack hakkındaki izlenimlerim işte böyle. Sizin çok sevdiğiniz, asla akmıyor ve çok rahat uygulanıyor dediğiniz eyeliner'lar var mı? Varsa hangileri merak ediyorum!

Herkese çokça sevgiler!


Devamını Oku

Pazar, Aralık 20, 2015

LIFESTYLE | Mola


Tıpkı o kitapta söylendiği gibiydi. "Hayatım ciddiye alınmasını istediğim bir oyundu."
Ama böylesine bir dengeyi kurmak da her zaman kolay olmuyordu. Bazen ciddiye alınma konusunda ipin ucu fazla kaçıyor, bazen oyun deyip keyif aldığın yok sayılabiliyordu.

İpler böyle her zaman kendi elimizde kalmazken pek sık rastlanmayan mola şansı da bir kurumsalın makus talihi gibi hafta sonuna sıkışıp kalıyordu. Yarıştığın bu defa da kısacık bir zaman dilimi oluyordu.

İşte bu yüzden yapabilir miyim bilmiyorum ama yeni yılda daha çok mola istiyorum. Daha çok es vermek, daha çok kendime dönmek, içimdeki sesi dışarıdaki kuru kalabalıkla bastırmamak, ben istediğim için "yapmamak" ya da sadece ben istediğim için "yapmak" istiyorum. 


Daha çok okumak, okuduğum şeye en can alıcı yerinde sırf sabah erken kalkacağım diye ayraç koymamak istiyorum. Daha çok yazmak, yazmak için daha çok görmek istiyorum. Daha çok gezmek, gerçekten nefes aldığım zamanlarda saati umursamamak istiyorum.

Ve tüm bu isteklerimle gerçeklerim arasında nasıl bir denge kuracağım şu an için buna bir yanıtım yok. :) Tek bildiğim eğer verecek bir yanıtım olsaydı her şeyin daha sıkcı olacağı. O yüzden başlangıcı bu dileklerden oluşan bir whishlist benden, onların arasına iliştirmelik bilimum sürpriz, mola ve kıyak da 2016'dan!

Herkese mutlu haftalar ve çokça sevgiler!





Devamını Oku

Salı, Aralık 15, 2015

KOZMETİK | Nars Matte/Shimmer Far Paleti


Çok severek kullanıp türlü gölge oyunları yapmaya bayıldığım far paletimle herkese merhaba!
Bazı ürünleri severek kullanmaya biraz da anıları sebep oluyor. İşte Nars Matte/Shimmer Far Paleti de benim için çok güzel anıları olan, çok özel tuttuğum hediyelerden biri. Tüm bunların yanı sıra en sevdiğim göz makyajlarımı hep bu paletle yapıyorum. <3

Ve evet Nars ürünlerine ayrı bir zaafım da var. Sonradan aramızın bozulduğu Radiant Creamy Concealer'ı saymazsak hemen hiçbir ürününde falso yaşamadım. Allıklarının, rujlarının ve gloss'larının kalıcılıklarına hayranım, Nars Sheer Glow Fondöten ile ise ayrı aşk yaşıyorum.

Farlarını deneme şansım hiç olmamıştı ancak renk skalalarını çok beğeniyordum. Tam benim renklerim diyebileceğim sekiz renkten oluşan, yaklaşık üç aydır kullandığım bu palet sayesinde de Nars farlar hakkında biraz fikrim oluştu.


Ben bu farların en çok kalıcılıklarını sevdim. Bazlı ve bazsız her iki şekilde de denedim ve her iki türlü de beni yarı yolda bırakmadılar. Pigmentasyonları da gayet başarılı ve tek darbede bile farlar rengini kolayca veriyor. Ve bu arada! Özellikle dumanlı göz makyajı yapıyorsam tozutma problemi yaşamayı herkes gibi ben de hiç sevmiyorum. Ve bu farlar uygulama esnasında asla tozutmuyor. 

Dört mat dört ışıltılı fardan oluşan bu palet benim joker far paletim. Nişan makyajımın kahramanlarından biri olduğu gibi hem gündüz hem gece makyajlarımda şahane iş çıkarıyor. 

Ve İzmir'e kendi mağazasını henüz açmış olan Nars şu sıralar bir ürünle daha aklımı çeliyor. O yüzden yavaş yavaş oluşturmaya başladığım whishlist'ime o transparan pudrayı ekliyorum. :) Sizinkinde de bir far paleti olacaksa eğer bu paleti kesinlikle öneriyorum! :)

Herkese çokça sevgiler! :)
Devamını Oku

Çarşamba, Aralık 09, 2015

KİTAP | Küçük Prens deyince


Evet biliyorum. Sürekli bu kitapla ilgili paylaşımlar yapıyorum. Bazen bir sayfasında uzun uzun kalıyor, bir satırın altını çizerken o anki ruh halime ya da o günüme rastlıyorum. Bazen kitaptaki minik kahramanın peşine takılıp hayallerine ortak oluyor bazen ben de onun gibi sıkça soru soruyorum.

Eğer "Küçük Prens"in bana ne ifade ettiğini sorarlarsa ben onu "baş ucu kitabım" diye tanımlarım. Ki sanırım kendi ölçümde en iyi tanımlamamı da bu şekilde yapabilirim. Çünkü baş ucu kitaplarımı hem kütüphanemde hem kendi dünyamda ayrı bir yere koyarım. Her halimi anlayacak bir tane olduğundan en çok beraber olduğumuz akşam saatlarinde pek sessizlik olmaz. Ve genelde onlar konuşur ben dinlerim. 

Gün boyu üzerime vantuz gibi çektiklerimden arınmaya çalışır en hafif halimle, saçımı alelade topladıktan, en rahat pijamalarımı üzerime geçirdikten sonra dizlerimi karnima çeker o anki moduma göre içlerinden birini elime alırım. 


İşte Küçük Prens de o kitaplar içinde benim gizli mabedim, sığınağım. Bu mabette gerçekler sadece bakmasını bildiğinde görünüyor. Eğer temiz bir gözle bakabiliyorsan seni de o temiz gerçekliğine dahil ediyor. Hayallere asla göz devrilmiyor, hiçbiri yüzeysel bir ön yargıyla  "saçma" damgası yemiyor. İçinde çocuk yaşamayan kimsenin tam olarak anlayamayacağı bu kitaba iyi ki "çocuk kitabı" denmiş o yüzden. 

Çünkü başka bir şekilde en çözümsüz sanılanın aslında ne kadar basit olduğunu görmek bu denli kolay ve naif olmazdı. Bazen gardını düşürmek ve şöyle bir soluklanmanın aslında ne kadar gerekli olduğu anlaşılmazdı. Hayal kurup kendi hayatını bunlarla beslemenin seni yalnızlıktan ve tüm o sıkıcı kalıplardan kurtaracağına inanılmazdı.


Ben Küçük Prens sayesinde görüyorum ki ıssız bir çöle bile düşsem bir vaha bulabilirim. Cevap alana dek dilediğim kadar soru sorabilirim. Bulunduğum bir yerden, bir şeyden koparken bir başka yerde eşşiz güzellikte pek çok şey keşfedebilirim. İstediğim şeyi göremediğimde onu kendi baktığım yerde arayabilir kendi bulunduğum yere konuşlandirabilirim.

Siz de böyle bir kitabı baş ucunuza koymaz mısınız? Eğer hala okumadıysanız da hazır yeni yıl yaklaşıyorken yeni seneye ve tüm hayatınıza armağan etmek istemez misiniz?

Herkese çokça sevgiler!

Devamını Oku

Cuma, Aralık 04, 2015

KOZMETİK | MAC Mineralize Kapatıcı


Bazı ürünler var ki cildinize en oturanı, en yakışanı bulsanız bile sizi yeni arayışlardan vazgeçiremiyor. İşte benim için de göz altı kapatıcıları tam olarak böyle. Mesela hayatımı tek bir kapatıcıyla geçirecek olsam hiç düşünmeden MAC Pro Longwear derim. Ama bu başka ürünler denememe, iflah olmaz bir kapatıcı delisi olmama engel değil. :)

Çok yoğun kapatıcılığa ihtiyaç duyacak kadar koyu morluklarım esasen yok. Ama uykusuzluktan hafif torbalanan ve yüksek doz miyopun bilgisayar başında geçen uzun saatlerin de etkisiyle iyice arttırdığı kızarıklıklarım var.

Pro Longwear'ın nemlisi diye tanımlayacağım bu kapatıcı kızarıklıklarımı örtüyor, torbaları da sağladığı renk eşitliğiyle nispeten gizliyor. MAC Mineralize Kapatıcı'nın nem vermesini, göz çevremi yormamasını, o kadife bitişini ve kalıcılığını çok ama çok sevdim. Kış mevsiminde olmamız sebebiyle tüm bunları kurutmadan yapması da benim için şahane. Kapatıcılığı gayet başarılı ve corrector'sız bile bence gayet yeterli. Ama işte bir kusuru var ki o da çizgilere dolması! 


Ben göz altımı pudrayla sabitlemeyi sevmediğimden ve zaten cilt tipim de buna uygun olmadığından çizgilere dolma sorununu bu yolla çözemiyorum. Ama şunu keşfettim ki parmaklardan ziyade nemli bir süngerle uygulanırsa bu problem minimuma iniyor. Fırça olarak da her fırçayı değil ama Real Techniques Expert Face Brush'ı çok yakıştırdım.

Renk olarak ise ben kışın NW 15'e geçerim diyordum ancak denediğimizde çok açık ve yapay kaldı. O yüzden benim rengim NW20.

Ayazın birden gelip çattığı şu havalarda elim MAC Mineralize Kapatıcı'dan başkasına gitmiyor. Ve bir süre de böyle devam edecek gibi. <3

Herkese çokça sevgiler!


Devamını Oku

Perşembe, Kasım 26, 2015

KOZMETİK | Benefit They're Real Push-Up Liner


Herkese merhaba! Eğer sizin de bir rimel ve bir eyeliner'dan beklentileriniz benimki gibiyse bu yazıda size bir iyi bir de kötü haberim var!

Tabii öncelikle ben neler bekliyorum bir rimel ve eyeliner'dan ondan bahsetmeliyim. Bir kere rimel kesinlikle siyah, simsiyah olmalı. Gün boyu akmamalı ve kirpiklerimi olabildiğince hacimli göstermeli. Kıvırma ve uzatma özelliği ise olsa süper olur ama olmasa da sorun etmem.

Eyeliner'a gelince. Eyeliner günlük makyajımın göz bebeği olduğu için ondan da öncelikli beklentim akmaması. Uzun çalışma saatlerime ayak uydurup, gün sonunda zaten darmaduman olan beni pandaya çevirmemesi. Ve elbette yine simsiyah olması.

Benim bu They're Real-Push-Up Liner ikilisiyle olan ilişkim yaklaşık iki ay öncesine dayanıyor. Ve bu süre içinde de hemen her gün kullandım. They're Real rimel hakkında duyduklarım zaten çok olumluydu, kullandıkça o olumlu yorumlara sonuna kadar hak verdim.


Bir kere asla ama asla akmıyor. Ki bir rimel bende akmıyorsa kimsede akmaz gibi gelir bana hep. Çünkü nemli/yağlı göz kapaklarımdan sebep çok az üründen bu anlamda memnun kaldım. Bunun yanı sıra inanılmaz hacim veriyor. Ve sürdüğüm her gün "kirpiklerinde ne var" sorusu mutlaka geliyor. Uzatma ve kıvırma özelliği olsa da olur olmasa da demiştim ama bu rimelde öyle bir uzatma etkisi var ki sürdükten sonra kirpiklerim neredeyse kaşlarıma değiyor. :o <3 Waterproof olmamasına rağmen biraz zor çıksa da bu kadar artıya bence hiç problem değil.<3

Ama push-up liner! İşte o tam bir hayal kırıklığı oldu. Beklentilerimi çok yüksek tuttuğum için mi bilmiyorum ama gerçekten hiç beğenmedim. Öncesinde baz bile kullansam sürdükten birkaç dakika sonra göz kapağıma bulaşmasını, sürümünün çok zor olmasını ve topak topak ufalanmasını, ürünü çıkarırken miktarının bir türlü ayarlanamamasını hiç ama hiç sevmedim. Hem akma yapıp hem çok zor çıkan bir ürün nasıl oluyor bilmiyordum ama keşke bu ürünle öğrenmeseydim. :o Kabullenmek istemeyip hala üsteliyorum belki severim diye ama zor, çok zor =)

Eğer bir rimel arayışındaysanız They're Real'ı gönül rahatlığıyla önerebilirim. Akmayan, simsiyah eyeliner konusunda ise hala arayışım devam ettiğinden sizden de öneriler alabilirim. =)

Şimdilik benden bu kadar.
Herkese çokça sevgiler! :) <3






Devamını Oku

Salı, Kasım 17, 2015

KOZMETİK | Garnier Kusursuz Makyaj Temizleme Suyu


Akşam eve geldiğinizde sabah bin bir özenerek yaptığınız makyaj yüzünüze ağırlıktan başka bir şey yapmıyorsa, cildiniz sadece ve sadece arınıp derinlemesine temizlensin istiyorsanız yazıyı okumaya devam edin! :p

Zira bu su fiyatından beklenmeyecek şahanelikte perfomansa sahip şimdiye kadar kullandığım en güzel makyaj temizleyicilerinden biri. Ben yaklaşık iki yıldır kullanıyorum ve bu üçüncü kutum, sürekli de almaya devam edeceğim.

Nedenlerine gelince. En önemlisi akşam makyajımı temizlerken makyajdan ve kirden eser bırakmıyor. Cildimde kızarma, alerjik reaksiyon vs. gibi bir etki de göstermedi ki bu tarz ürünlere duyarlı bir cilde sahip olduğumu da belirtmeliyim. Güncel fiyatı 19.90 ve bir de indirimde falan denk gelirseniz bence başka uygun fiyatlı muadilini aramayın. Çünkü 'drug store'larda satılan benzerlerinden sanmıyorum hiçbiri bu ürünle yarışsın. En azından ben Nivea'nin Micellar Suyu'nu denedim ve hiç beğenmedim. Loreal Makyaj Temizleme Suyu için de tonikten hallice diyebilirim.

Ben de daha fazla macera aramaktan vazgeçtim ve yola sadece Garnier ile devam ediyorum. Az önce de pamuğa döktüm ve çok fazla makyaj yapmamış olmama rağmen yüzümden sanki tonlarca ağırlık gitti. Bu post da o yüzden teşekkür niyetine. <3

Hafta ortasından herkese çokça sevgiler! :)




Devamını Oku

Çarşamba, Kasım 11, 2015

KOZMETİK | Mac Face and Body Fondöten


Herkese merhaba!

Bu yazıda sizlere Mac'in su gibi hafif, bir o kadar da başarılı fondöteninden bahsedeceğim. Face and Body ile de yaklaşık dört aydır beraberiz. Ve ben bu fondöteni kendime doğum günü hediyesi olarak almıştım. :) Aldığım tarihten bu yana da kullanıyorum ve hakkında söyleyeceklerim epey birikti. 

Öncelikle benim çok sevdiğim, günlük makyajı da gece makyajını da çok iyi kotaran başarılı bir fondöten. Yapısı su gibi, incecik. Satin bir bitişe sahip ve kapatıcılığı çok çok az. Sadece cildin renk tonunu eşitleyip, canlı bir bitiş sağlıyor. Kullanmadan önce iyice çalkalanması gerekiyor çünkü ürün su bazlı olduğu için sanırım beklerken ayrışıyor. Ve uygularken parmaklardan ya da süngerden ziyade 'stippling' tarzda fırçalar daha iyi sonuç veriyor.


Ben bu fondötene çok yakışacağını düşünerek ilk Real Techniques Buffing Brush ile uyguladım. Ancak bana göre sonuç kelimenin tam anlamıyla fiyaskoydu. Buffing Brush zaten hafif ve kapatıcılığı az olan bu fondöteni iyice yedi ve yok etti. İkinci olarak Real Techniques Stippling Brush ile denedim. Bu defa istediğim sonucu almıştım, hatta en iyi sonucu bu yukarıdaki RT fırçayla almıştım.


Fondöteni yazın aldığım için bendeki renk olan C2 yazın ve sonraki üç-dört ay iyi oluyor ama tenim iyice açıldığında C2 bir tık koyu kaçabiliyor. Ben de bu soruna Loreal Lumi Magique bazla ya da MAC Strobe Cream ile çözüm buldum. Bu iki ürünü Face and  Body'ye karıştırdığımda hem istediğim rengi elde edebiliyorum hem de o bayıldığım satin bitişe biraz ışıltı katıyorum. <3

Kullanım alanı açısından  da dediğim gibi hem günlük hem gece makyajlarımda sıkça kullanıyorum. Nerede görsem tanıyacağım o kendine has duruşunu, çok iyi fotoğraf vermesini, cildimi boğmamasını, oksitlenme yapmamasını, yok gibi olup bir o kadar can kan vermesini çok ama çok seviyorum.

Eğer çok yağlı bir cildiniz yoksa bence siz de bu fondötene bir şans verin. Bir fondöten alıp kullanma hakkınız varsa ve özellikle günlük kullanacaksanız hakkınızı kesinlikle Face and Body'den yanan kullanın. Eğer bana hak verir ve teşekkür etmek isterseniz de yorum bırakın bu post'un altında buluşalım. :p

Çokça sevgiler herkese! :)


Devamını Oku

Pazar, Kasım 08, 2015

GÜZELLİK | Bir Kiehl's hihayesi II


"Pazar günü bakım günü" mottosundan yola çıkarak günün anlam ve önemine hayli uygun olduğunu düşündüğüm bir post'tan herkese merhaba! :)

Hatırlarsanız şu yazımda tanışıp çok memnun kaldığım Kiehl's ürünlerinden bahsetmiştim. Baktım onlardan gayet memnunum ve temizleyici-tonik-nemlendirici üçlüm de bitiyor onları da Kiehl's'lar ile yenilemeye karar verdim. Ancak bu defa ürünlerimi telefonla sipariş etmek yerine, esaslı bir konsültasyonla seçmek istiyordum. Ve bunun için de Ankara'ya gideceğim bir tarihi belirlemiştim. Malum Kiehl's'ın İzmir'de henüz mağazası yok ama çok yakında açıyor! Üstelik telefonla siparişin yanında, internetten online alışverişe de başladı, oley! :)

Gelelim ürünlere. Ankara Armada mağazasındaki Kiehl's uzmanı kısa bir analizin ardından cildime Ultra Facial serisini uygun gördü ki benim de gözüm onlardaydı. Yaklaşık üç aydır bu seriyi kullanıyorum ve izlenimlerime gelince;


Temizleyiciyle başlayacak olursam açıkçası bu temizleyiciden pek memnun kalmadığımı söylemeliyim. Çünkü yüzümü yıkarken dağılmıyor, dağılmadığı için ürün yüzümde köpürmüyor. Hal böyle olunca tonikle sildiğimde makyajımın büyük bölümü de çıkmamış oluyor. Ben derinlemesine temizlik beklerken bu etkiyi görünce epey hayal kırıklığına uğradım. O yüzden neyse ki önce deneme boyunu alıp denemişim diyorum. Orijinal boyunu almayacağım.


Ancak tonik için aynı şeyleri söyleyemeyeceğim, çünkü Ultra Facial Toner'ı çok beğendim. Kuru cildime uyguladığımda gerilme, yanma gibi bir problem hiç yaşamadım ki bu da sanırım alkolsüz olmasından. E vitamini, avakado yağı, kayısı çekirdeği yağı gibi bileşenlerden oluşmasını da ayrıca güzel. Çünkü bu sayede yüzüme uyguladığımda inanılmaz bir rahatlama hissi yaratıyor. Bittikçe alacağım ürünlerin arasına bu özellikleriyle çoktan girdi.


Nemlendiriciye gelince. Bu üründen önce Nuxe Reve de Miel serisinin nemlendiricisini kullanıyordum. Atopik kuru cildime çok iyi geldi ve cildim eskiye oranla nispeten daha az kuru. Ultra Facial Cream'e de cildimin nem dengesinin test edilmesi sonucu başladım ve gerçekten de çok memnunum. Özellikle su takviyesi yapma özelliği cildime ilaç gibi geliyor. Yağlandırmadan nemlendiriyor, yapış yapış bir his bırakmıyor, ve kolay emiliyor. Kullanmaya başladığımdan beri cildime ne kadar iyi geldiğini görebiliyorum ve farkın gözle görülür olduğunu da sıkça duyuyorum. <3
Yine bu nemlendirici de avakado yağı, buzul proteini, çöl bitkisi ve skualan gibi temiz ve cilde son derece yararlı bileşenlerden oluşuyor. Ben satın alırken 125 ml'lik büyük boyunu aldım ve üç ayın ardından yarısından fazlasıyla dolu hala kutu. Yani oldukça da bereketli. 


Göz çevremde ise Avakadolu Göz Kremimin ikinci kutusundayım. Nemlendirmesinden çok çok memnunum. Sayesinde yoğun kapatıcılarımı uygularken, göz makyajı yaparken duyduğum vicdan azabım azaldı. Ama işte biraz geç emiliyor. Vaktim bolsa bu sorun değil ancak sabah hızlı makyaj yapmak zorundaysam sorun. Çünkü tam emilmeden sürülen her ürünü cildim asla kabul etmeyip kusuyor. O yüzden ben bu ara daha çok gece rutinimde kullanıyorum.


Son olarak da burun kenarlarımda hafifçe beliren gözeneklerime uyguladığım deneme boyu kil maskesi var. Rare Earth Deep Pore Cleansing Masque, içeriğindeki amazon beyaz kili ile geniş gözenekleri küçültmeyi vaad ediyor ancak bunun için sanırım daha uzun bir kullanım gerekiyor. Ben yaklaşık iki aydır kullanıyorum ve gözeneklerdeki küçülme etkisini henüz göremesem de her kullanım sonrası cildimde bir canlanma, arınma hissediyorum. Bu yüzden esas boyunu da sanırım edineceğim. 

Kiehl's'in en güzel yanı temiz içeriklerinin yanı sıra, personelinin ilgisi, güler yüzü ve bilgisi bence. Bu telefonla görüştüğüm Bağdat Caddesi uzmanında da böyleydi, Ankara Armadan Kiehl's'da da. O sebeple İzmir'e açılmasını dört gözle bekliyorum. Eminim keşfedilecek daha ne güzel ürünler vardır. <3
Devamını Oku

Cumartesi, Ekim 31, 2015

KOZMETİK | Favoriler #1

Herkese merhaba! Uzunca süreden beri yazamıyorken hayatımda da blogda da bazı değişiklikler oldu. Blogdaki değişiklik tasarımı sadeleşti ve yenilendi, hayatımdaki değişiklik ise nişanlandım! <3 Ve açıkçası son birkaç ayımı nişan için uzun mesailer yaparak harcadım. Onunla ilgili bir post da gelecek yakında ama öncelik yeni başladığım bir serinin ve ne zamandır kullandığım, yorumlanmayı bekleyen ürünlerin. İşte son zamanlarda favorilerim arasına girmiş ve bittikçe devamını alacağım yedi ürün.


1)Physicians Formula Super BB Krem: Bu ürünü alırken açıkçası biraz ince eleyip sık dokudum. Çünkü BB kremi günlük kullanım için satın alacaktım ve beklediğim vaadler vardı. Ben ne bekliyordum? Bir kere nemlendirme özelliği olmalıydı, minimum SPF 30 kesinlikle içermeliydi, yapısı ince olmalı ve yüzde ağırlık yapmamalıydı. Tüm bunların hepsini bu üründe buldum. Yüzümde asla ağırlık yapmıyor, cildim ürünü kusmuyor, günlük kullanım için de ideal bir kapatıcılıkta. SPF 30 koruma faktörüne sahip, ayrıca parfüm ve paraben içermiyor. 
Yapısı çok likit değil, daha çok kremsi. O sebeple ben en iyi sonucu parmaklarımla uygularken alıyorum. Ya da benim kullandığım hiçbir fırçayla, süngerle örtüşmedi bilemiyorum.

2) Mac Deep Fixation Far: Göz makyajımda eyeliner kullanmak istemediğim zamanlarda bu aralar elim sık sık bu fara gidiyor. O kızılımsı kahve tonuna belki de sonbahardan sebep bayılıyorum ve kendisini çoğu gece makyajıma da kullanıyorum. MAC farların şahaneliği zaten malum ki ben de dağılıp bulaşmamalarını özellikle göz çizgilerinde birikme yapmamalarını çok ama çok seviyorum.

3) Estee Lauder Brush-On Glow BB Highlighter: İşte benim makyajdaki zaaf noktam. Göz altı kapatıcısı, aydınlatıcısı denince asla iflah olmayan ve yorulmadan deneyecek bir ben var benden içeri :p Bu aydınlatıcıyı da cildimin kuruluktan ve nemsizlikten öldüğü bir haftada üstelik bir de Pro Longwear'la sınanırken kafaya koymuştum. Evet Pro Longwear daimi favorim ama kuruluktan sızlayan cildim için arada mola da vermeliydim. Yerli, yabancı sevdiğim bloglarda da namını sıkça duyunca bu highlighter'ı denemek istedim ve yüzde yirmi Sephora indirimini fırsat bilip aldım. 
Yapısına gelince. Bir defa eğer göz çevrenizde benim gibi kızarıklıklar varsa, veya morluklarınızdan şikayetçiyseniz correctersız asla kullanılmıyor. Çok ince bir dokusu var, çizgilere dolma yapmıyor ve altına sürülen correcterla yarattığı etkiye ben bayılıyorum. Adındaki "highligt" denilen şeyin sebebinin koca koca simler değil, hoş bir aydınlatma olmasını da ayrıca seviyorum.



4) Loreal Lumi Magique Base: Günlerden bir gün en yakın arkadaşım Didem'le yine kozmetik alışverişi yapıyorduk. Hatta Face and Body aldığım gündü.(Onun da yazısı yakında geliyor.) 
Bu detayı niye söylüyorum çünkü Face and Body alırken bir de Strobe Cream alacaktım ve ikisini karıştırıp uygulamayı planlıyordum. Ancak Didem'in önerisiyle Strobe Cream'in muadili olduğu söylenen bu bazı aldım. Memnun muyum? Yüzüme tek başına değil de sevdiğim fondötenlerle karıştırarak uyguladığımda evet çok. Üstelik taşıması da kolay ve yüze koyu gelen fondötenleri de bir ton falan açıyor.

5) Dior Iconic Overcurl Mascara: Ne kıvrıklık, ne simsiyahlık. Bunlar tabii önemli ama benim bir rimelde aradığım en önemli iki detay akmaması ve kirpiklerimi tek tek ayırması. Özellikle akmıyorsa o rimelin peşini asla bırakmam. Çünkü yüzüme sürdüğüm hemen her şey zamk gibi yapışıp gün boyu öylece dururken, gözlerim nemli/yağlı yapısından sebep akşama doğru pandadan hallice görünebiliyor. Ama bu rimel beni yarı yolda bırakmadı. Bazla da bazsız da tüm gün zerre akma yapmıyor. Kirpikleri de evet, hem kıvırıp hem de tek tek ayırıyor.

6) H&M Blending Brush: Güzel ve uygun fiyatlı bir far karıştırma fırçası ararken, İzmir'e de H&M hala açılmamışken imdadıma yine Didem yetişti ve bu fırçayı bana hediye etti. Sadece karıştırma yaparken değil far uygularken de bu fırçayı çok seviyorum. Fırçanın yapısı fara kolayca hakim olmayı sağlıyor ancak tek sorunu kıl kalitesi çok iyi değil. Ama ben far uygularken verdiği hakimiyeti sevdiğim için bu özelliği görmezden geliyorum.

7) Nars Orgasm Allık: Sanıyorum her gün bayılarak kullanıp bitirdiğim ilk allığım. Rengini çok seviyorum ve beyaz/bronz her tene yakıştığını düşünüyorum. Normalde allıkta ışıltı sevmem ama Orgasm'ın ışıltıları incecik ve sim kutusuna batmış gibi değil. Yaklaşık bir buçuk yıl önce aldığım ilk kutumda çok az ürün kaldı. Ben biter bitmez ikincisine geçeceğim.

İşte benim son aylarda kullandığım favorilerim böyle. Siz son zamanlarda hangi ürünleri severek kullanıyorsunuz?
Herkese çokça sevgiler! <3
Devamını Oku

Çarşamba, Temmuz 22, 2015

KOZMETİK | SÜR KAPAT

Hafta ortasından herkese merhaba! Bugünkü yazının konusu benim için makyajın olmazsa olmazları olan göz altı kapatıcıları. Aslında benim favorilerim belli ancak yine de bu konuda farklı ürün denemelere doyamadığımdan, her birinde ayrı hoşuma gidecek şey de -sanırım aradığım için- bulduğumdan bu bölme daha çok kalabalıklaşacak gibi :O


MAC Studio Finish Concealer

İlk sırada MAC Studio Finish Concealer var. Aslında bu ürünü alırken MAC'teki süper ilgili (!) makyaj artisti sağ olsun renkte epey yanıldım. Bu renk NW 25 tonu vebenim cildimden yaklaşık üç dört ton koyu. Çok bronzlaştığım ender zamanlar dışından kendisini corrector olarak kullanıyorum. Hele ki bir de uykusuzsam göz altlarımdaki renk bozukluklarından en ufak iz dahi bırakmıyor. Bu arada kuru ciltler için biraz zor bir ürün. Çok iyi bir nemlendiriciyle kullanılması gerekiyor.

Clarins Eclat Minute Instant Light

İyi uyuduysam, göz altlarımda yoğun değil yok gibi hafif bir örtücülük istiyorsam elim direk bu ürüne gidiyor. Günlük makyajlarımda sıkça kullandığım bu aydınlatıcı&kapatıcı örtücülük anlamında ortanın altında diyebilirim. Ama benim de en çok bu yapısı hoşuma gidiyor. O incecik yapısıyla çizgilere asla dolmamasına da bir sürü kalp. <3 



Maybelline Affinitone Concealer

Bu kapatıcıyı alırken amacım kapatıcı bölmeme uygun fiyatlı bir seçenek de eklemekti. Bendeki rengi Nude Beige ve kendisini seviyorum. Ama asla correctorsuz kullanılmıyor. Yalnız başına uyguladığımda göz altlarımdaki kusurları daha çok göze batırıyor ama corrector ile de harikalar yaratıyor. Tabii likit yapısı ve göz çevresini de bu sebepten yormuyor olması nedeniyle. Ah bir de çizgilere dolmasa! Pudrayla sabitleyenler için sorun yok belki ama ben o olayı sevmiyorum. Göz altıma pudra kullanmaktan hoşlanmıyorum.

Nars Radiant Creamy Concealer

İşte buna bayılıyorum! Ve bu nedenle ikinci tüpüm de neredeyse bitmek üzere. Şu sıralar hafif bronzlaştığım için bendeki rengi Vanilla cildime açık kalıyor. Ve Radiant Creamy kapatıcı, sanırım yazı, teri, sıcağı hiç sevmeyip bunlar azıcık üstüne gidince kusma yapıyor. Olsun varsın; ben bu üç aylık nazına katlanıyorum. Çünkü bu özelliğinin dışında, o kadife dokusu, kapatıcılığı, kalıcılığı şahane!

MAC Prolongwear Cencealer

Biz bu efsaneyle şu yazıda bahsettiğim gibi biraz geç tanıştık. Kendisini alırken biraz endişeliydim çünkü kuru bir cildim vardı ve söylenen çoğu şeye göre bu ürün kuru cilde etmediğini bırakmıyordu. Şu açıdan doğru; çok iyi bir göz çevresi nemlendiricisiyle kullanılması gerekiyor. Ben Kiehl's Avakadolu Göz Kremi ile kullanıyorum ve çok memnunum. Çizgilere dolma asla yok, kalıcılık sabah ilk sürdüğünüz gibi, kapatıcılık deseniz göz altınıza dair ser veriyor sır vermiyor. Ben NW 20 rengini kullanıyorum ama kışa doğru sanırım NW 15'e geçerim. 

İşte benim  sevdiğim ve elimin sürekli gittiği kapatıcılar bu şekilde. Siz hangilerini severek kullanıyorsunuz?

Herkese çokça sevgiler.

Devamını Oku

Pazartesi, Temmuz 20, 2015

LIFESTYLE | 27



Tam 27 sene önce, sıcacık bir Temmuz ayında doğdum. Tarihler 20 Temmuz 1988'i gösteriyormuş ki sıcacık anne karnını çok sevdiğimden olacak, ilk geldiğimde pek ses seda etmeyip sonra yamacından ayrılmadığım annemin ilk annelik heyecanı, hep bir kızı olsun isteyen babamın ilk göz ağrısı oldum.

Şükürler olsun ki hep çok sevildim. Geniş bir ailem vardı. Daralmayıp giderek genişleyen bir sevgi çemberi içinde büyüdüm. Üç sene sonra ise şimdiye kadar hayatta olmaktan en mutlu olduğum şeydim; artık abla da olmuştum. Dünyanın en güzel kardeşiyle, paylaşmayı, korumayı, güvenmeyi, kavga ettikten beş dakika sonra hiçbir şey olmamış gibi devam etmenin güzelliğini öğrendim. Onu yeri geldi arkama aldım her şeyden sakındım, yeri geldi korktum önümde durmasını istedim, ama yanı başımdan bir dakika bile ayırmadım. 


Duygusaldım, detaycıydım, hassastım. Konuşmayı, okumayı, yazmayı hep sevdim ve hatta tüm bunlarla hayli erken tanıştım. Daha bir buçuk yaşında ana haber bültenlerini kaçırmayan, ülkenin kabinesini, dünya ülkelerinin devlet büyüklerini takip edip hepsinin ismini sırayla saymak gibi ilginç merakları olan, beş yaşında da okumayı ve yazmayı sökmüş bir kız çocuğuydum. Zaten  her yaşımda da en çok bu şekilde "ben" oldum. Anlatarak, okuyarak, hele ki bir de yazarak.

Güzel arkadaşlar biriktirdim. İçlerinden bazılarını hayatın bana hediye ettiği kardeşler olarak benimsedim. Bazen bana güç olmalarını, bazen "hadi yaparsın"ım olmalarını, bazen sadece dinlemelerini, bazen de acımasız da olsa eleştirenim olmalarını istedim. Zira kabuklarımı en çok onlara kırmıştım. Ve bana hayal ettiğimden fazlası olan güzel dostluklarını verdikleri için onlara hep teşekkür ettim.


Ve aşık oldum. Yaklaşık yedi senedir birbirinden tamamen farklı iki insanın aslında nasıl "bir" olabileceğinin güzelliğini yaşıyorum. Birbiri söz konusu olduğunda akan suları durdurabilecek, hayatta en önemli kararları beraber alabilecek, en keyifli şeyleri beraber yapabilecek, en zor şeyleri beraber aşabilecek "iki"nin diğer yarısı olduğum için, çokça şımartılıp ayaklarım yerden kesilecek kadar sevildiğim için kendimi şanslı hissediyorum.

Her sabah nefes aldığıma şükrederek başladığım günleri bazen çok mutlu, bazen "keşke" diyerek, bazen dipsiz bir kuyuyu durmaksızın sadece ben kazacakmışım gibi umutsuz, bazen heyecandan yerimde duramayarak bitiriyorum. Bazen devamını getiremiyorum, bazen kurduğum hayallerin içimde yarattığı ışığa olanca kalbimle inanıp peşinden gidiyorum. Bazen soluksuz kalsam da olanca gücümle koşuyor, bazen sadece izliyorum.

Defolarımı, sabırsızlıklarımı, heyecanımı, gürültülü halimi, ucu bucağı olmayan hayallerimi; hepsini beni ben yaptıkları için çok seviyorum. 27 pek çok şeye gebe ve ben getireceği güzellikler için şimdiden sabırsızlanıyorum. İyi ki doğdum diyebiliyorum. Gri günlerim için bu güzelliklerden güç almayı planlıyorum. Ve aslında hayattan da çok şey istemiyorum.

Her şeyden önemlisi ben kendi mutluluğuma giden yolu bence buldum. Ve sağlıkla, inançla, sevdiklerimle, hayat ışığımı hiç kaybetmeden tüm kalbimle orada olmak istiyorum. Daha fazlasını değil. Ve bence 27 de bu dileklerime kulak verip bana uğur ve şans getirir...
Devamını Oku

Cumartesi, Haziran 20, 2015

GÜZELLİK | Favori 5 The Balm ürünüm


Herkese merhaba ve mutlu haftasonları!
Bu post'un misafirleri eğlenceli ambalajlarıyla ve temiz içerikleriyle her biri ayrı güzel beş favori The Balm ürünüm. Beşliyi oluştuturken biraz zorlandım çünkü The Balm'ım şimdiye kadar kullanıp da sevemediğim ürünü yok gibi. Belki ikinci bir liste de yaparım hatta çünkü çok sevdiğim allıklara, rujlara ve fırçalarına daha sıra gelmedi.

1) Put a Lid On It Far Bazı


İlk olarak bu baz. Hep bahsediyorum, cildim normalde alabildiğine kuru. Ancak göz kapaklarım da cildimden bağımsız olarak bir o kadar yağlı. Dolayısıyla baz sürmeden yaptığım göz makyajı ne kadar özenirsem özeneyim bir saat sonra ya göz kapaklarımdaki çizgilerde birikiyor, ya her bir tarafa bulaşıyor. Put a Lid on It bu anlamda benim kurtarıcım oldu. Memnun kalınca da başka bir markanın far bazını denemedim. 

Çok seviyorum çünkü, yaptığım göz makyajını ilk yapılmış hali gibi tüm gün sabitliyor. Biraz likit bir forma sahip ve göz kapağında kuruması bir beş dakika falan alıyor ama ben o tarafına pek takılmıyorum. Çünkü en pigmentsiz farları bile hakkıyla tüm gün taşıyor. Çabucak şekli şemali kaydığı için göz kapağıma süremediğim göz kalemlerimi bile dizginliyor.

2) Nude Dude Far Paleti



Bu paleti Gratis Anneler Günü indiriminde oldukça makul bir fiyata almıştım. Ve aslında Nude Tude alacakken tükendiği için Nude Dude'a yöneldim. Bir gözüm de hala Nude Tude'a ama bu durum, bu paletin hakkını yiyeceğim anlamına gelmez. :) 

Çünkü hem gece hem gündüz her makyajı kotaracak renk skalasına sahip. Pigmentasyon anlamında oldukça başarılı ve ben toz toz olup dağılma sorunu da yaşamadım. Favorileirm ise Firm, Faithful ve aslında koyu bir yeşil olup burada siyah çıkan Flerce. <3

3) Sexy Mama Pudra


En yeni The Balm ürünüm. Kendisi de yine bir indirim ganimeti. Renkli gibi görünse de trasnparan bir pudra ve makyajın en çok kusma yaptığı T bölgesini sabitlemede bence epey başarılı. Talc içermemesini de ayrıca sevdim. Çünkü Talc'un hem gözenek yaptığı, hem de akciğer kanserine neden olduğu söyleniyor. :o

4) Mary-Lou Manizer Aydınlatıcı


Bayıldığım ürün. Ama insanı vezir de eder rezil de :p Zira kararında uygulandığında taze ve ışıl ışıl bir bitiş verirken dozu kaçtığında yüze margarin sürülmüş etkisi yaratıp disko topuna döndürebilir. :o Ben genelde yelpaze fırçalarla uyguluyorum ancak küt bir fondöten fırçası da iyi sonuç veriyor. Yüzdeki artıları kararınca öne çıkarmak istiyorsanız ve toz bir ürün tercih edecekseniz alın derim.

5) Time Balm Makyaj Bazı


Ben gündelik hayatta yüzüme çok fazla makyaj yapmıyorum. Hele ki yaz aylarının gelmesiyle ihtiyaç duyduğum yerleri kapatıcı ile örtmek haricinde tenime başka bir baz ürün uygulamıyorum. Ama özel bir makyaj yapacaksam veya o gün tam teşekkül özenmek istediysem de makyajım tüm gün yüzümde taptaze kalsın istiyorum. Göz bölümü Put a Lid On It'e emanetken yüzde de Time Balm oldukça iyi iş çıkarıyor.

Benefit  Porefessional gibi gözenek küçültme etkisi yok. Ama yüze kadife gibi bir zemin hazırlıyor ve makyajı gün boyu sabit tutuyor. Ayrıca A, C ve E vitaminleri içeriyor. Daha önce sadece Clarins'in makyaj bazını kullanmış biri olarak Clarins'ten çok çok daha iyi diyebilirim. Ama namı alıp yürümüş Smashbox bazları da merak etmiyor değilim. 

Ben beş favorimi bu ürünlerle sınırlandırdım. Peki siz The Balm'ı seviyor musunuz ve favoriniz olan ürünü var mı?

Herkese çokça sevgiler!
Devamını Oku

Salı, Haziran 16, 2015

GÜZELLİK | Geç bir keşfin hikayesi


Dikkat dikkat! Öncelikle belirtmeliyim ki bu yazı yüksek doz hayranlık içeriyor. Ve alışveriş dürtülerinizi depreştirip sizi yoldan çıkarabilir :p

Tüm bunların nedeni ise bir kapatıcı. Adını sıkça duyduğum, ancak "kurutuyor, kabuk kabul oluyor vs" gibi yorumlar sebebiyle de kuru cildimi göz önünde bulundurarak mesafeli durduğum o kapatıcı; Mac Pro Longwear.

Bu gibi yorumlar tanışmamızı bu vakte kadar uzattı. Ancak ben merakımı daha fazla bastıramadım ve bir gün MAC Alsancak'a girip kendisini almaya karar verdim. Bu riski alırken de nem bombası göz çevresi kremim Avakadolu Kiehl's'a güvendim. Benim aldığım renk NW 20. NW 15 ile kararsız kalmadım değil ama onu sanki daha kış aylarında tercih edebilirim gibi.


Ve pişman mıyım? Asla! Bir kere ne söylenilenler gibi çizgilere doluyor, ne göz çevremi kurutuyor, ne de kabuk kabuk bir görüntü alıyor. Aksine çok kuru bir cildim ve göz çevrem olmasına rağmen çok ideal, kabuk kabuk olmayan, kusmayan, kapatıcı var diye de bağırmayan bir örtücülük veriyor. Akşama kadar da sabah ilk sürdüğüm hali gibi kalıyor. Pudrayla sabitlesem nasıl olur bilemiyorum. Ve doğrusu ben o olaya yapay bir görüntü almaktan ve göz çevremi yormaktan çekindiğim için pek kalkışmıyorum.



Bundan bir ay öncesine kadar üçüncü tüpüne geçtiğim Nars Radiant Creamy Concealer'la gül gibi geçinip gidiyordum. Ufak ufak çizgilere dolma yapmaya başlasa da dokusunu, kalıcılığını seviyordum. Hatta daha ekonomik bir ikamesi olsun diye Maybelline Affinitone kapatıcıyı da kadroya eklemiştim.

Evet onlar da vazgeçilmezim ve hep olacaklar. Ama bundan sonra kalbimin kraliçesi Mac Pro Longwear<3 Çünkü kendisi bana bir kapatıcıda aradığım her şeyi fazlasıyla verdi. Geç de olsa iyi ki tanışmışız!
Devamını Oku

Pazar, Haziran 14, 2015

STİL | Düğün dernek


Herkese merhaba!
Haziran'ın gelmesiyle resmi olarak yazı ve düğün dernek sezonunu can arkadaşım Merve'nin şahane düğünüyle açmış bulunuyorum. Bir haftalık evli tatlı çiftimiz erdi muradına biz çıkalım kerevetine. <3



Ben de senenin bu ilk düğününde klasik lacivert bir elbise tercih ettim. Midi boyu, hemen her renk ayakkabıyla uyum sağlayacak ve hepsiyle de başka başka tavır alacak modeli ve rengi ile gönlümü çaldı. Yüksek doz oynama garantili bir düğün olduğu içinse bu yüksek ve kalın topuklu, bilekten bağlı ayakkabılarımı seçtim. Beklentimi fazlasıyla karşıladı ve düğün boyunca beni yarı yolda bırakmadı.

Saç olaraksa soğuk algınlığının zirvelerinde olup mütemadiyen terlediğimden dalgalı ve yana aldığım bu modeli belirledik. Kendi yaptığım ve maalesef yakından fotoğrafını alamadığımız makyajımsa işin uzmanlarından tam not aldı, oley! :)


Ve gecenin sonu! :) Görüldüğü üzere burada hastalığımdan da hastalığın getirdiği terlemeyle gün başında dalga dalga olan saçlardan da eser yok :p Ama bize göre her şey çok güzeldi. Gelinimizse en güzeldi <3

Ben sanırım yaz aylarını biraz da böyle düğün derneklerden sebep seviyorum. Yaza ayrı yakıştırdığım düğünlerde herkes güzel, herkes özenmiş, herkes neşeli ve keyifli oluyor. Masal gibi bir taneyi geride bıraktık şimdi ise sıradakini bekliyorum heyecanla :)

Mutlu haftalar herkese :)

Devamını Oku

Perşembe, Mayıs 14, 2015

GEZI | Kaçamak


Şu sıralar yine Sait Faik'in dediği gibiyim. Yine fena halde seyahatler çekiyor içim. Ama işte düzenli çalışma saatleri olan bir kurumsal olunca, senelik izin denilen de iki haftadan ibaret olunca içim ne kadar çekerse çeksin gerçekler pek öyle olamıyor.

Hele bahar da geldi, kah Akdeniz'in mavi suları diye iç geçirip heyecanlanıyorum, kah elimde Monet'nin hayat hikayesi St. Petersburg ve Ermitaj hayalleri kuruyorum. Şu sıralarki gelişmelerden sebep her ikisi de uzak olunca ise sadece hayal kısmıyla yetiniyor kendimi yakınlardaki uzaklara atıyorum.


Benim için yakınımdaki en huzur bulduğum uzak Çeşme. Buna kendi şehirlerini olduğu gibi minicik Alaçatı'mızı bile keşmekeş yapmaya çalışan İstanbullular da, daracık sokakta yürütmeyen kalabalıklar da bunca zamandır engel olamadı. Orası hala benim biriciğim.

Son Çeşme ziyaretim de bu bol sevgimden belki, beni çok güzel ödüllendirdi. Hem üç günüme dolu dolu bir sürü şey sığdırdı, hem beni hiç yormadı. Ama hepsinden önemlisi hayatım boyunca hatırlayıp gülümseyeceğim bir sürprize ev sahipliği yaptı.


Fotoğraflar ise bu keyifli günden. Alaçatı'nın ilk başta kalabalığıyla korkutan ama aralarına daldıkça daha bir sakinleşip şirinleşen sokaklarından. Bayılarak giydiğim bu pantolonum ise Modagram'dan. Sezon sonu indiriminde yakalamıştım, çok da iyi yapmışım. Rahatlığı ve boyuna çizgileriyle hem bahar kombinlerime hem minyon vücut tipime ilaç gibi geldi :p


Bir ilaç da bu aralar çok yoğun hissettiğim bahar yorgunluğuma arıyorum, bilen? Akşam saat dokuzda kapanmaya başlayıp sabah açılmak bilmeyen gözlerime çaresi olan?

Neyse ki haftasonuna sadece bir gün kaldı. Ve herkese şimdiden mutlu haftasonları :)


Devamını Oku