Salı, Temmuz 23, 2013

BEN HALİ | Bir yaş daha ♥

                                                                                                      
25 bana hep bir sınır gibi gelirdi. Zira 25 biraz büyük işiydi sanki. (değilmiş o ayrı :) ) Sorumluluklar 25'ten sonra büyürdü, hani küçük olduğun zamanlarda anlayamadığın büyük konuşmaları var ya onlar sanki 25'ten sonra anlaşılabilirdi. Ama bir yandan merak da ediyordum. Bazı zamanlar dört gözle bekliyordum. Tamam büyük işi falan ama büyümenin de güzel yanları vardı ve hayal makinası ben büyüdüğüm zamanlar için de hayaller kuruyordum.

Ve geldi! Bundan tam 3 gün önce dolu dolu 25 oldum. Ama sor bana 'öyle geliyordu, böyle geliyordu' dediklerinin birini daha hissedebildin mi diye; hayır! Galiba bazen de ben büyütüyorum. Daha olmadığı halde olabileceklerin endişesiyle bazen bazı şeylere fazla anlam yüklüyorum, fazla evirip çeviriyorum. Böyle zamanlarda da yine kendime yorgunluğum. Yengeç burcu olmanın cilvesinden midir, yoksa onunla alakası olmadan sadece benden sebep midir bilemiyorum. Bak yine başladım sanki?! :o 

Ama bir süre böyle düşünmeyeceğim sanırım, o yüzden bu kısmı geçiyorum. Zira öyle mutlu girdim ki ben 25'e, güzele dair o kadar çok şey gördüm ki bu doğum günümde... Ne endişeden eser var şu sıra, ne korkudan. Koca bir mutluluğun bitmek bilmemesi hissi var sadece. Ne kadar çok sevildiğimi daha bir hissetmenin, birileri için özel olabilme lüksünü yaşamanın, en güçlü haliyle bana güç olanların, en dost haliyle dost olanların ve en aile haliyle ne mutlu ki bana kocaman bir aile olanların varlığını düşünerek çoğalan bir mutluluk hissi var. Daha ne olsun ki... Hem zaten kaç olursa ol; bunlardan daha güzel şey var mıdır ki...


Devamını Oku

Salı, Temmuz 16, 2013

BEN HALİ | Büyümek bazen...


Uzunca süredir boş bıraktığım blog neyse bu aralar ruh halim de aynen o. Birkaç gün sonra ömrümde çeyrek asırı dolduracakken hiç görebileceğime ihtimal vermediğim şeyleri görmem, gördüklerime şaşırsam mı üzülsem mi sinirlensem bilememem, bazı şeyler çok laftayken bazı şeylerin hiç de lafta olduğu gibi gerçekleşmediğini yaşayarak öğrenmem... Garip. Sürekli bir korku, bir endişe... Bir can yanması hissi, içinden koparılmaya çalışılan o kocaman parça ve o parçanın sana aslında ne kadar ait olduğu... Bunun farkında olmanın nasıl bu denli zor olduğu...

Bazı şeyler zormuş. Ama yine de işte içinde bir ümit yaşatmakmış. O ümit sayesinde hep biraz çocuk kalma inancıymış. Yine o ümidi sihirli bir çember çevrelemiş. Korumak için. Çünkü eğer ki korunmazsa ümidin savunmasız kalacağın için. İçindeki çocuğu kaybetmiş herkes gibi olmaktan korktuğun için...

Ah o ümit de olmasa! Ah o ümidi koruyan o sihirli çember olmasa?  Ya da yok olsa? O zaman ne anlamı kalır yaşamanın?
Devamını Oku