Pazartesi, Aralık 28, 2015

KOZMETİK | Beauty Blender İncelemesi


Çok istediğim şeylerin sürprizlerle kapımı çaldığı ve beni keyiften dört köşe yaptığı bir haftanın sayesinde ben yeni haftaya bugün çok yorulsam da keyifli başladım! :) Hepimiz için de senenin son haftası çok güzel, çok mutlu ve bol sürprizli olsun! :)

Benim o çok istediklerimden biri işte bu yumurta şeklindeki esrarengiz makyaj süngeriydi. Hakkında şahane yorumlar yapılıyordu, tüm fırçaları bir kenara attırdığından bahsediliyordu, diğer hiçbir muadiliyle kıyas konusu dahi yapılmıyordu. Ben de Beauty Blender'ı hem çok merak ediyor, hem de ne kadar farklı olabilir diye düşünerek Real Techniques ve Yves Rocher makyaj süngerlerimle gül gibi geçinip gidiyordum.

Ama her Watsons'a ya da Sephora'ya girdiğimde de, bulunduğu reyonda mutlaka biraz vakit geçiriyor fiyatını görünce ya değmezse endişesiyle arkamı dönüp çıkıyordum.

İşte biricik anneciğim de bu iflah olmaz merakımı bildiğinden Watsons indiriminden faydalanıp bana bu süngeri hediye etti. Onun aldığı Red Carpet versiyonuydu ama çok fazla boya akıttığı yorumlarını okuyunca ben siyah ya da orijinal pembe rengiyle değiştirmek istedim. Pembe sünger de kalmadığı için son kalan siyahla değiştirdim.

Daha öncesinde dediğim gibi sadece Real Techniques ve Yves Rocher'ın makyaj süngerlerini kullanmıştım. Ve ikisini de çok seviyorum. Beauty Blender'la aralarında o kadar büyük fark var mı derseniz devasa farklar yok. Ancak ben üçünden birini seçecek olursam kesinlikle Beauty Blender derim.



Nedenine gelince öncelikli olarak Beauty Blender lateks yani kauçuk hammaddesi içermiyor. İçinde sadece olması gerektiği kadar sus tutuyor ve yıkayıp suyunu sıktıktan sonra çok fazla ağırlaşmıyor. Ya da şöyle söyleyeyim, ıslaklıktan nemliliğe diğer süngerlere göre daha kolay geçiyor. 

Uygularken yüzde hiçbir şekilde fondöten izi bırakmıyor. Sivri ucuyla göz altı kapatıcısı da çok rahat uygulanıyor. Yoğun yapıdaki fondötenler Beauty Blender'la uygulanınca resmen yok gibi, cilt gibi duruyor. Ben aldığım günden beri kullanıyorum ve verdiği doğal sonuca bayılıyorum. Yukarıdaki fotoğrafta da Beauty Blender bence en çok yakıştığı fondötenlerden biriyle. MAC Studio Waterweight fondötenle.

Bitirecek olursam; eğer bir sünger alacaksanız, indirim zamanını da kollarım diyorsanız tercihiniz Beauty Blender olsun. Zira verilen her kuruşu hak etse de indirimsiz hali bir sünger için biraz pahalı. Daha ekonomik bir sünger içinse 10 TL'lik Yves Rocher bence gayet iyi bir seçenek.

Herkese çokça sevgiler ve mutlu haftalar! :)  
Devamını Oku

Cuma, Aralık 25, 2015

KOZMETİK | MAC Fluidline Eyeliner Gel


Uzun zamandır almayı ertelediğim, ancak en sonunda akmayan eyeliner arayışımda son çare olarak gördüğüm MAC Fluidline Blacktrack Jel Eyeliner'la herkese merhaba!
Her zaman bahsettiğim gibi benim göz çevremde pek çok ürün akma ve dağılma yapıyor. O yüzden bir eyeliner, göz kalemi, ya da maskara alacağım zaman radarlarım epeyce açık oluyor. Mesela bir ürünü almadan önce ürün hakkında yapılan yorumları resmen sayfa sayfa ezberliyorum. :o Ve özellikle kendi cilt tipime yakın kişilerin tecrübelerine ekstra dikkat kesiliyorum.

İşte MAC Fluidline Blacktrack'i de tavsiyesine uyup sayesinde deneyimlediğim hiçbir üründe hayal kırıklığı yaşamadığım birkaç blogger sayesinde kafama koymuştum. Özellikle 'göz içinden dahi asla akmıyor' yorumlarıyla kalbimden vurulmuştum! <3

Ve günlerden bir gün en yakın arkadaşım Didem'in söz makyajı yapılırken, fikirlerine çok güvendiğim MAC Alsancak make up artist'i Gülhan Göz de ürünün çok başarılı olduğundan bahsedince daha fazla dayanamayıp aldım.



Deneyimlerime gelecek olursak. Öncelikle sabahtan akşama kadar göz içimden asla akmıyor diye bir şey yok. Ancak beş altı saatlik bir kalıcılıkla benim göz içimde şimdiye kadar kullandığım en iyi eyeliner. Göz kapağımda ise ben makyajımı çıkarana kadar sabit kalıyor. Rengi kömür gibi, simsiyah. Kadifemsi bir siyah ve zaten kadifemsi de bir yapısı var. 

Ürünü kullanırken ben kuruma endişesi yaşadığım için fırçama yeteri kadar ürün aldıktan sonra kavanozu ters çevrili tutarak kurumayı önlemeye çalışıyorum. Uygulamayı ise Sephora'nun 90 numaralı açılı eyeliner fırçasıyla yapıyorum. Bu fırçayı da gayet başarılı buldum çünkü sert ve incecik ucuyla hem eyeliner'a sürerken hakim olmamı sağlıyor hem de istediğim kalınlıkta bir bitiş alabiliyorum.

Benim Blacktrack hakkındaki izlenimlerim işte böyle. Sizin çok sevdiğiniz, asla akmıyor ve çok rahat uygulanıyor dediğiniz eyeliner'lar var mı? Varsa hangileri merak ediyorum!

Herkese çokça sevgiler!


Devamını Oku

Pazar, Aralık 20, 2015

LIFESTYLE | Mola


Tıpkı o kitapta söylendiği gibiydi. "Hayatım ciddiye alınmasını istediğim bir oyundu."
Ama böylesine bir dengeyi kurmak da her zaman kolay olmuyordu. Bazen ciddiye alınma konusunda ipin ucu fazla kaçıyor, bazen oyun deyip keyif aldığın yok sayılabiliyordu.

İpler böyle her zaman kendi elimizde kalmazken pek sık rastlanmayan mola şansı da bir kurumsalın makus talihi gibi hafta sonuna sıkışıp kalıyordu. Yarıştığın bu defa da kısacık bir zaman dilimi oluyordu.

İşte bu yüzden yapabilir miyim bilmiyorum ama yeni yılda daha çok mola istiyorum. Daha çok es vermek, daha çok kendime dönmek, içimdeki sesi dışarıdaki kuru kalabalıkla bastırmamak, ben istediğim için "yapmamak" ya da sadece ben istediğim için "yapmak" istiyorum. 


Daha çok okumak, okuduğum şeye en can alıcı yerinde sırf sabah erken kalkacağım diye ayraç koymamak istiyorum. Daha çok yazmak, yazmak için daha çok görmek istiyorum. Daha çok gezmek, gerçekten nefes aldığım zamanlarda saati umursamamak istiyorum.

Ve tüm bu isteklerimle gerçeklerim arasında nasıl bir denge kuracağım şu an için buna bir yanıtım yok. :) Tek bildiğim eğer verecek bir yanıtım olsaydı her şeyin daha sıkcı olacağı. O yüzden başlangıcı bu dileklerden oluşan bir whishlist benden, onların arasına iliştirmelik bilimum sürpriz, mola ve kıyak da 2016'dan!

Herkese mutlu haftalar ve çokça sevgiler!





Devamını Oku

Salı, Aralık 15, 2015

KOZMETİK | Nars Matte/Shimmer Far Paleti


Çok severek kullanıp türlü gölge oyunları yapmaya bayıldığım far paletimle herkese merhaba!
Bazı ürünleri severek kullanmaya biraz da anıları sebep oluyor. İşte Nars Matte/Shimmer Far Paleti de benim için çok güzel anıları olan, çok özel tuttuğum hediyelerden biri. Tüm bunların yanı sıra en sevdiğim göz makyajlarımı hep bu paletle yapıyorum. <3

Ve evet Nars ürünlerine ayrı bir zaafım da var. Sonradan aramızın bozulduğu Radiant Creamy Concealer'ı saymazsak hemen hiçbir ürününde falso yaşamadım. Allıklarının, rujlarının ve gloss'larının kalıcılıklarına hayranım, Nars Sheer Glow Fondöten ile ise ayrı aşk yaşıyorum.

Farlarını deneme şansım hiç olmamıştı ancak renk skalalarını çok beğeniyordum. Tam benim renklerim diyebileceğim sekiz renkten oluşan, yaklaşık üç aydır kullandığım bu palet sayesinde de Nars farlar hakkında biraz fikrim oluştu.


Ben bu farların en çok kalıcılıklarını sevdim. Bazlı ve bazsız her iki şekilde de denedim ve her iki türlü de beni yarı yolda bırakmadılar. Pigmentasyonları da gayet başarılı ve tek darbede bile farlar rengini kolayca veriyor. Ve bu arada! Özellikle dumanlı göz makyajı yapıyorsam tozutma problemi yaşamayı herkes gibi ben de hiç sevmiyorum. Ve bu farlar uygulama esnasında asla tozutmuyor. 

Dört mat dört ışıltılı fardan oluşan bu palet benim joker far paletim. Nişan makyajımın kahramanlarından biri olduğu gibi hem gündüz hem gece makyajlarımda şahane iş çıkarıyor. 

Ve İzmir'e kendi mağazasını henüz açmış olan Nars şu sıralar bir ürünle daha aklımı çeliyor. O yüzden yavaş yavaş oluşturmaya başladığım whishlist'ime o transparan pudrayı ekliyorum. :) Sizinkinde de bir far paleti olacaksa eğer bu paleti kesinlikle öneriyorum! :)

Herkese çokça sevgiler! :)
Devamını Oku

Çarşamba, Aralık 09, 2015

KİTAP | Küçük Prens deyince


Evet biliyorum. Sürekli bu kitapla ilgili paylaşımlar yapıyorum. Bazen bir sayfasında uzun uzun kalıyor, bir satırın altını çizerken o anki ruh halime ya da o günüme rastlıyorum. Bazen kitaptaki minik kahramanın peşine takılıp hayallerine ortak oluyor bazen ben de onun gibi sıkça soru soruyorum.

Eğer "Küçük Prens"in bana ne ifade ettiğini sorarlarsa ben onu "baş ucu kitabım" diye tanımlarım. Ki sanırım kendi ölçümde en iyi tanımlamamı da bu şekilde yapabilirim. Çünkü baş ucu kitaplarımı hem kütüphanemde hem kendi dünyamda ayrı bir yere koyarım. Her halimi anlayacak bir tane olduğundan en çok beraber olduğumuz akşam saatlarinde pek sessizlik olmaz. Ve genelde onlar konuşur ben dinlerim. 

Gün boyu üzerime vantuz gibi çektiklerimden arınmaya çalışır en hafif halimle, saçımı alelade topladıktan, en rahat pijamalarımı üzerime geçirdikten sonra dizlerimi karnima çeker o anki moduma göre içlerinden birini elime alırım. 


İşte Küçük Prens de o kitaplar içinde benim gizli mabedim, sığınağım. Bu mabette gerçekler sadece bakmasını bildiğinde görünüyor. Eğer temiz bir gözle bakabiliyorsan seni de o temiz gerçekliğine dahil ediyor. Hayallere asla göz devrilmiyor, hiçbiri yüzeysel bir ön yargıyla  "saçma" damgası yemiyor. İçinde çocuk yaşamayan kimsenin tam olarak anlayamayacağı bu kitaba iyi ki "çocuk kitabı" denmiş o yüzden. 

Çünkü başka bir şekilde en çözümsüz sanılanın aslında ne kadar basit olduğunu görmek bu denli kolay ve naif olmazdı. Bazen gardını düşürmek ve şöyle bir soluklanmanın aslında ne kadar gerekli olduğu anlaşılmazdı. Hayal kurup kendi hayatını bunlarla beslemenin seni yalnızlıktan ve tüm o sıkıcı kalıplardan kurtaracağına inanılmazdı.


Ben Küçük Prens sayesinde görüyorum ki ıssız bir çöle bile düşsem bir vaha bulabilirim. Cevap alana dek dilediğim kadar soru sorabilirim. Bulunduğum bir yerden, bir şeyden koparken bir başka yerde eşşiz güzellikte pek çok şey keşfedebilirim. İstediğim şeyi göremediğimde onu kendi baktığım yerde arayabilir kendi bulunduğum yere konuşlandirabilirim.

Siz de böyle bir kitabı baş ucunuza koymaz mısınız? Eğer hala okumadıysanız da hazır yeni yıl yaklaşıyorken yeni seneye ve tüm hayatınıza armağan etmek istemez misiniz?

Herkese çokça sevgiler!

Devamını Oku

Cuma, Aralık 04, 2015

KOZMETİK | MAC Mineralize Kapatıcı


Bazı ürünler var ki cildinize en oturanı, en yakışanı bulsanız bile sizi yeni arayışlardan vazgeçiremiyor. İşte benim için de göz altı kapatıcıları tam olarak böyle. Mesela hayatımı tek bir kapatıcıyla geçirecek olsam hiç düşünmeden MAC Pro Longwear derim. Ama bu başka ürünler denememe, iflah olmaz bir kapatıcı delisi olmama engel değil. :)

Çok yoğun kapatıcılığa ihtiyaç duyacak kadar koyu morluklarım esasen yok. Ama uykusuzluktan hafif torbalanan ve yüksek doz miyopun bilgisayar başında geçen uzun saatlerin de etkisiyle iyice arttırdığı kızarıklıklarım var.

Pro Longwear'ın nemlisi diye tanımlayacağım bu kapatıcı kızarıklıklarımı örtüyor, torbaları da sağladığı renk eşitliğiyle nispeten gizliyor. MAC Mineralize Kapatıcı'nın nem vermesini, göz çevremi yormamasını, o kadife bitişini ve kalıcılığını çok ama çok sevdim. Kış mevsiminde olmamız sebebiyle tüm bunları kurutmadan yapması da benim için şahane. Kapatıcılığı gayet başarılı ve corrector'sız bile bence gayet yeterli. Ama işte bir kusuru var ki o da çizgilere dolması! 


Ben göz altımı pudrayla sabitlemeyi sevmediğimden ve zaten cilt tipim de buna uygun olmadığından çizgilere dolma sorununu bu yolla çözemiyorum. Ama şunu keşfettim ki parmaklardan ziyade nemli bir süngerle uygulanırsa bu problem minimuma iniyor. Fırça olarak da her fırçayı değil ama Real Techniques Expert Face Brush'ı çok yakıştırdım.

Renk olarak ise ben kışın NW 15'e geçerim diyordum ancak denediğimizde çok açık ve yapay kaldı. O yüzden benim rengim NW20.

Ayazın birden gelip çattığı şu havalarda elim MAC Mineralize Kapatıcı'dan başkasına gitmiyor. Ve bir süre de böyle devam edecek gibi. <3

Herkese çokça sevgiler!


Devamını Oku