Pazar, Aralık 03, 2017

Saklama Rehberi

                                          

Besinlerin kullanım ömrünü nasıl uzatabileceğinizi biliyor musunuz? Peki ya onları ne kadar uzun bir süre boyunca saklayabileceğinizi? Eğer siz de benim gibiyseniz, birkaç temel gıda dışındaki hiçbir besin için net bir fikriniz olmadığına eminim. En basitinden, sizce elma ne kadar bir süre saklanabilir? Lezzetini, sertliğini ve tazeliğini yitirmemesi için ne yapmak gerekir? Oturup her besin maddesi için internette araştırma yapmanıza gerek yok: http://saklamarehberi.com, tüm bu bilgilere tek bir kaynaktan ulaşmanızı sağlıyor.

Türkiye’nin ilk ve en büyük derin dondurucu üreticisi olan Uğur Soğutma tarafından hazırlanan (ve tamamen ücretsiz şekilde kullanılabilen) sitede; hamur işleri, süt ürünleri, meyveler, sebzeler ve et ürünleri ile ilgili merak ettiğiniz her bilgi yer alıyor. İlk olarak, tüm bu besinlerin ideal kullanım sürelerinin ne olduğunu, daha sonra da bu kullanım süresini nasıl uzatabileceğinizi öğreniyorsunuz. Tahmin edebileceğiniz gibi, derin dondurucu kullanmak tüm gıda maddelerin daha uzun süre dayanmasını sağlıyor. Ancak, örneğin karidesi derin dondurucuda saklayabilir misiniz? Peki ya yazın aldığınız, lezzetli ve sulu bir karpuzu derin dondurucuya koyup, kışın yiyebilir misiniz? Tüm bu soruların ve çok daha fazlasının cevaplarını Saklama Rehberi web sitesinde kolayca bulabiliyorsunuz. Hepsi bu kadar değil: Sitenin “Alternatif Bilgiler” bölümünde, evde kolayca hazırlayabileceğiniz birbirinden lezzetli tarifler yer alıyor. Evde nasıl mocha yapabileceğimi, meyvelerin kararmasını nasıl önleyebileceğimi, hatta unsuz kekin nasıl yapılacağını bile öğrendim. Laf aramızda, kot pantolonların derin dondurucuda temizlenebileceğinin de haberdar oldum! (Kotu fırçaladıktan sonra bir poşete koyup derin dondurucuda 1 gün boyunca bekletiyorsunuz.  Şaşırtıcı, değil mi?)

Türkiye’nin ilk gıda saklama rehberi olan http://saklamarehberi.com, beni şaşırtacak ölçüde bir içeriğe sahip ve her birini okumaktan büyük keyif aldım. Eğer sizin de bir derin dondurucunuz varsa, bu siteyi muhakkak ziyaret etmelisiniz. Derin dondurucunuz yoksa bile gıdaları nasıl daha sağlıklı tüketebileceğinizi, ne kadar uzun bir süre boyunca saklayabileceğinizi ve basit, pratik, lezzetli tarifler ile ipuçlarını Saklama Rehberi web sitesinden öğrenebilirsiniz.

Bir boomads advertorial içeriğidir.

Devamını Oku

Cuma, Ekim 06, 2017

KOZMETİK | MAC Retro Matte Lıquıd Lıpcolour-Dance Wıth Me



Herkese selam!

Döndüm, döneceğim derken, yazı kesin olarak geride bırakırken ve klasik mevsim geçişi ataletimi üzerimden atarken dönüşü son zamanların en çok konuşulan ürünlerinden biriyle yapmak istedim. Sizlere bugün MAC'in likit mat rujlarının görür görmez bayıldığım Dance With Me renginden bahsedeceğim.

Öncelikle likit mat rujlarla olan geçmişime gelirsek. Belirtmeliyim ki hiçbir zaman çok iyi bir likit mat ruj kullanıcısı olmadım. Birincisi kuru ciltliyim, dudaklarımı zaten nemlendirene kadar canım çıkıyor; bir de bu daha da kurutucu rujlarla uğraşmak istemedim. Diğer bir nedeni de çoğunun aşırı mat görüntüsüyle doğallıktan çok uzak görünmesiydi ki bence makyaj yoğun da olsa doğal olmalı.

İşte bu sebepler yüzünden elimde olan bir adet Rimmel London likit mat rujumla gül gibi geçinip gidiyordum. O gerçekten çok kurutmuyordu, rengi de güzel bir nude'du ve istisnasız ne yersem yiyeyim, ne içersem içeyim yerinden asla kıpırdamıyordu. 



Hal böyle olunca Dünya Ruj Günü için MAC'e gittiğimde ilk olarak rengine bayıldığım Dance With Me'yi satın alıp çıktım. Rengi gerçekten muhteşem! Çok tok, dolu dolu, kadifemsi bir şarap kırmızısı. Evet, sanırım en iyi böyle tanımlayabilirim.

Yapısına gelince. Öncelikle dudaklarımı kurutmadı. Sürümü de gayet kolay. Ancak kalıcılığı! En çok burada hayal kırıklığına uğradım. Hiçbir şey yemez içmezseniz evet kalıcılığını korur. Ama likit mat olmasının da bir esprisi olsun istiyor insan. 



Ne yazık ki bu ruj beklentimin en yüksek olduğu yerde beni yarı yolda bıraktı. Yemesi risksiz bir yemek sonrası dağılıp bulaşan halini gördükten sonra da açıkçası elim çok nadir gitti. Üstelik bugüne kadar kullandığım neredeyse her MAC ruja bayılırken. 

Dediğim gibi işin içine yemek vs. girmeyecekse yine götürür. Ama 'tüm gün süreyim, ne yaparsam yapayım ben çıkarana kadar geçmesin' diyorsanız doğru adres bence MAC'in bu likit matları değil. Haliyle 69 TL'lik fiyatını da bence hak etmiyor.

Bugünlük anlatacaklarım böyle. Artık daha fazla yazıyla burada olarak açığı kapatacağım! Bir sonraki post'ta görüşmek üzere!

Herkese çokça sevgiler,

Burcu,
Devamını Oku

Cuma, Eylül 01, 2017

KOZMETİK | MAC Fanfare Ruj İncelemesi



Yazı resmi olarak sonlandırdığımıza ve yeterince dinlendiğimize göre bloga tekrar dönüş yapabiliriz! Herkese yeniden merhaba :)
Bugün bahsedeceğim ürün MAC'in Fanfare ruju. Dünya Ruj Günü için MAC Gordion'a gittiğimde yine hiç aklımda olmayan bir rengi yine Ufuk sayesinde aldım ve yine pişman olmadım. MAC'de hem kişi için doğru ürün seçimini, hem makyajlarını hem de sonsuz nezaketini çok sevdiğim Ufuk Türüdü'yü buradan takip edebilirsiniz.



Ruja gelecek olursak. Rengi çok güzel bir kahve alt tonlu pembe. Kahvelik de pembelik de bu ruj da çok ön planda değil ve ikisinin dengesiyle şahane bir dudak rengi ruj ortaya çıkmış. Yapısı kremsi ve nemlendirici özelliği de var. Kalıcılığı elbette ki mat seriler kadar iyi değil ancak kremsi yapıda bir ruj için de hiç fena değil.

Bence tüm "gözler koyu, dudaklar nude"cular bu renge bakabilir. Zira koyu göz makyajlarını çok güzel tamamlıyor. Son olarak fiyatı da indirimsiz haliyle 69 TL.

Benim şimdilik anlatacaklarım bu kadar. Bir sonraki yazıda görüşmek üzere! :)

Ve ayrıca herkese mutlu bayramlar!

Burcu,



Devamını Oku

Pazar, Temmuz 09, 2017

KOZMETİK | Favoriler #1

Herkese merhaba;

Uzun zamandır blogda olamayınca, yaz mevsimi nedeniyle kullandığım ürün miktarı da epey azalınca dönüşü bir favoriler yazısıyla yapayım dedim. Eskiden favoriler yazılarını her ay yazardım ancak son zamanlarda kullandığım ve favorim olan ürünler her ay değişmiyor. Bu nedenle periyodları aylıktan biriktirdiğim ürün sayısına/farklılığına çevirdim.






























MAC Face&Body Fondöten: İlk olarak ten ürününden başlayacak olursak. Mümkün mertebe ten ürünü kullanmadığım yaz aylarında eğer kullanacak olursam tercihim senelerdir sabit. MAC Face&Body. Su gibi, incecik, cildi boğup yormuyor. Zaten öyle yoğun kapatıcılığı da yok, yaz ayları için biçilmiş kaftan.

Lancome Effacernes Kapatıcı: Yine son zamanlarda elimden düşmeyen kapatıcı Lancome Effacernes. Çizgilere dolmuyor, kurutma yapmıyor, yeterince kapatıcı ve en güzeli de SPF 30 içeriyor.




























MAC Cremeblend Ladyblush Allık: Son zamanlardaki allık favorim aldığım günden bu yana elimden bir gün olsun düşürmediğim MAC Cremeblend Ladyblush allık. Sanırım sadece son zamanların değil tüm zamanlarımın favorisi haline geldi; detaylarından bir başka yazıda bahsedeceğim.<3

Loreal Color Riche Matte 640 Erotique Ruj: Bu aralar elimden, çantamdan düşürmediğim, yanımdan ayırmadığım ruja gelince. Loreal Color Riche Matte'lerden 640 Erotique rengi. Çook doğal bir nude; yokmuş gibi duran ruj arayanlar kesinlikle baksın.<3

Too Faced Chocolate Bar: Far paleti olarak kardeşimin makyaj çantasından kaptığım Too Faced Chocolate Bar son zamanlarda en çok kullandığım far paleti. Kapağı açar açmaz gelen çikolata kokusu da renkler de şahane. Özellikle günlük kullanımda Marzipan'ın hastasıyım. <3

Maybelline Lash Sensational Maskara: Son zamanlardaki maskara favorim ise, maskaralarına bayıldığım Maybelline'in Lash Sensational'ı. İstediği kadar kirpiklerden zor çıksın; kalıcılığıyla, verdiği yoğun hacimle, simsiyah rengiyle en sevdiğim maskaralardan.





























Bakım favorilerime gelince.

Otacı Gül Suyu: Gül suyu kullanımına baya uzun zamandır ara vermiştim ki iki ay önce Otacı'nın bu %100 Gül Suyu'nu alarak yeniden kullanmaya başladım. İyi ki de başlamışım. Cildimi germiyor, en yumuşacık etkiyi aldığım en doğal tonik.

Yves Rocher UV Beauty Shield Güneş Kremi: Yine uzun zamandır kullandığım Yves Rocher UV Beauty Shield güneşin iyice yüzünü göstermesiyle günlük bakımımın vazgeçilmez bir parçası haline geldi. Sürdükten sonra yapış yapış, beyaz beyaz olmuyor. Cilt tarafından çabucak emiliyor. Özellikle kuru ciltler için şahane bir ürün.

Soft&Gentle 0%  Aluminium Deodorant: Deodorant konusu malum. Hem çok önemli, hem içindeki kimyasallar nedeniyle pek çoğumuzun eli artık geri geri gidiyor. Ben de her deodorant bakışımda içinde aluminyum olmayanını ararken bir gün Gratis'te bu Soft&Gentle Dry Deodorant'la karşılaştım. Hemen floral olanını kaptım ve çok severek kullanıyorum. Üstelik 10 TL gibi de çok uygun bir fiyata satılıyor.

The Body Shop Coconut Body Butter: Son olarak en sevdiğim body butter. The Body Shop'ın bu hindistan cevizli vücut kremi kuru cildime, yaz kış pul pul dökülen bacaklarıma çok iyi geliyor. Kolay sürülüyor, çabuk emiliyor ve verdiğin nem etkisi oldukça kalıcı.

Arayı açtığımız için biraz uzun oldu ama benim bugün anlatacaklarım bu kadar. Bir sonraki yazıda görüşmek üzere.

Herkese çokça sevgiler!

Burcu,

Devamını Oku

Perşembe, Haziran 08, 2017

KOZMETİK | Maybelline Fit Me Fondöten İncelemesi

 Herkese merhaba!

Bugün bahsedeceğim ürün Türkiye'ye gelişiyle çokça ses getirmiş, hakkında pek çok iyi yorum yapılmış bir de üstüne oldukça uygun fiyata sahip bir fondöten. Maybelline'nin ünlü Fit Me serisinin fondöteni. 

Ve bu ürünle aslında çok sıkı bir ilişkimiz yok; olamadı. Peki neden olamadı? Öncelikle yapısı cildime uygun değildi, yağlı/karma ciltler için olan bir fondötendi. Ama bu tolore edilebilirdi. Hem satın aldığım yaz döneminde hafif karma olan T bölgeme uyum sağlardı, hem de birkaç damla serum damlatarak cildime uygun bir hale gelebilirdi. Ama Fit Me her iki türlü de cildimle uyuşmadı. 



Nedenlerine gelince. Bir kere kaç defa kullandıysam yüzümde inanılmaz bir ağırlık yaptı ve gün boyu yüzümde fondöten olduğunu hissettim. Yanı sıra yağlı/karma cilt fondöteniydi ancak benim kuru cildimde dahi kusma yaptı. Zaten kalıcı bir fondöten değil ancak kullandığım süre boyunca gün sonuna doğru yüzümde belirgin bir şekilde oksitlendi. Ve tüm bunlar da Fit Me'yi bir köşeye atmama neden oldu. 



Bu sebepten Fit Me fondöten hakkında çok uzun şeyler yazamayacağım, daha fazla bir şey söyleyemeyeceğim. Ancak her cilt tipinin farklı olduğunu, bana uymayanın bir başka ciltte harikalar yaratabileceğini de belirtmeliyim. O nedenle siz benim gibi yapmayın. Satın almadan önce mağazada tüm yüzünüze uygulatın, ve fondötenle bir tam günü geçirdikten sonra alıp almayacağınıza karar verin. Ben pek hoşlanmadım ama belki siz beğenirsiniz?

Herkese çokça sevgiler!

Burcu,
Devamını Oku

Pazar, Haziran 04, 2017

BAKIM | Avene Cold Cream İncelemesi



Herkese merhaba!

Pazarları sanırım otomatik olarak bakım ürünü yazıları yazasım geliyor. :) Ve kaç kere dedim bilmiyorum ama benim için makyajdan daha önemli bir şey varsa o da cilt bakımı. Dolayısıyla bu konu üzerine naçizane epey araştırıyor, soruşturuyor ve olabildiğince iyi içerikli ürünler denemeye çalışıyorum.

Söz konusu nemlendirici olunca ise durum benim için daha önemli bir hal alıyor. Zira hemen her yazımda bahsettiğim gibi kuru ve hassas bir cildim var. Bu kış da hem şehir hem iklim değiştirince ve kuru-karasal iklimin göbeğine düşünce, bir de kış son zamanların en çetin kışı olunca cildime yetecek nemlendirici bulma konusunda baya zorlandım.



Uzun bir süre bol su içmek, nem maskeleri, serumları, düzenli beslenme vs; resmen hiçbir şey kar etmedi. Ve yüzüm kuruluktan cayır cayır yanıyorken Avene'in bu nemlendiricisiyle tanıştım. Yapısı ilk etapta biraz yoğun geldi. Ancak aradığım yoğun nem sanırım bu tüpteydi ve hemen bir tane satın aldım. 

Dediğim gibi yapısı oldukça yoğun. Bu nedenle yüze dağıtmak biraz zor olabiliyor. Ama verdiği nem öyle etkili ki bu kış kuruluğuna hiçbir şekilde çare bulamadığım cildime ilaç oldu. İçeriğinde olan Avene Termal Su ve beyaz balmumunun yatıştırıcı etkisinden sanırım, cildimdeki gerginliği de her sürüşümde hemen yok etti.


Bu arada! Sürümünü kolaylaştırmak için bir yol da buldum. Elime aldığım miktara bir fıs Avene Termal Su sıkınca ve ikisini parmaklarıma karıştırdığımda yüzüme çok daha rahat uygulayabiliyorum. Yoğun yapısından sebep cilt tarafından emilmesi biraz zaman alıyor ama varsın olsun. 



Bu kadar artısı olan ve çok zorlu sınavlardan geçtikten sonra vazgeçilmez kış nemlendiricim haline gelen Cold Cream'in fiyatı da performansına göre oldukça uygun. İndirimsiz fiyatı sanıyorum 41 TL idi ama çoğu dermokozmetik sitesinde sürekli indirimde.

Eğer siz de benim gibi kuru ve hasssas bir cilde sahipseniz bu ürüne şans vermenizi öneririm. Belki yaklaşan yaz aylarında biraz ağır kalır ama özellikle sonbahar ve kış için aklınızda bulunsun. :)

Şimdilik anlatacaklarım bu kadar.

Herkese çokça sevgiler!

Burcu,



Devamını Oku

Cumartesi, Haziran 03, 2017

KOZMETİK | H&M İkili Mini Makyaj Süngerleri



Herkese merhaba!

Son zamanlarda kozmetik dünyasında altın çağını yaşayan ürünlerden biri şüphesiz makyaj süngerleri. Beauty Blender efsanesinden sonra hemen hemen her marka kendi süngerini üretmeye başladı ve aslında hep aynı kıyas yapıldı: 'Beauty Blender'a en çok hangisi benziyor?' :)

Ve bu sürede klasik boyutta olan makyaj süngerlerinin dışında makyaj süngerlerinin bir de bu mini boyları çıktı. Ben de H&M'de yine bir sünger alışverişindeyken bu iki mini boy süngeri de denemek istedim. 



Boyutları ve tasarımları bende ilk etapta gayet kullanışlı olabilecekleri izlenimi uyandırdı. Ki öyle de oldu. Minicikler ama gayet kullanışlılar.

Yıkanıp suyu sıkıldığında iki katı büyüklüğe çıkabiliyorlar. Ürün emme konusunda bir süngere göre oldukça iyiler. Neredeyse yok denecek kadar az ürün emiyorlar. Kullanım alanları ise ebatlarıyla kıyaslandığında epey geniş. Ben sanırım sadece fondöten uygulamıyorum bu süngerlerle. :) Onun dışında kapatıcı, allık, aydınlatıcı, pudra hatta bazen far dahi uygulayabiliyorum.

Şu yazıda bahsettiğim H&M'in çok konuşulan büyük boy makyaj süngerini pek sevmemiştim ama bu ikiliye bayılıyorum. Üstelik fiyatları da sanırım 8 TL idi ve performansları için gayet uygun.

Benim bugünlük anlatacaklarım bu kadar!

Herkese çokça sevgiler,

Burcu,



Devamını Oku

Pazar, Mayıs 28, 2017

KOZMETİK | MAC Jest Far



Herkese merhaba!

Bu aralar en çok deneyimlediğim ürünler hep MAC'den ve hemen hemen hepsinden de çok memnun kalıyorum. Yazının konuğu da yine o memnun kaldıklarımdan biri. Bir far. 

Şu yazımda bahsettiğim gibi MAC'den kendime bir far paleti oluşturuyordum ve palet hem günlük ihtiyacımı karşılayacak hem de gece makyajımı kurtaracak tonlardan oluşsun istiyordum. İlk rengim All That Glitters'dı; yanına da birkaç ton daha açık, daha göz pınarlarına uygulanabilecek hafif ışıltılı, şampanya bir ton arayışındaydım.



MAC'e giderken gözüme Naked Lunch'ı kestirmiş olarak gittim. Ancak sonradan kararım Jest yönünde değişti. Ve bir boşluğu daha doldurarak mağazadan ayrıldım.<3 Neden Naked Lunch yerine Jest'i tercih ettim ve Jest nasıl bir far ondan bahsedecek olursam.



Öncelikle bence Naked Lunch'tan daha pigmentli. Naked Lunch bronz/şeftali yansımaları bir tık daha belirgin olan bir far ama Jest daha benim istediğim gibi. İçinde hafif pembelik, hafif şampanyalık var ve daha aydınlık bir görünüm sağlıyor. Sürümü kadife gibi, çok kolay dağılıyor. Tozutma problemi yine tüm MAC farlarında olduğu gibi yok denecek kadar az. Ki zaten MAC farların en sevdiğim yönü de bu olabilir.<3



Uygulama şekline gelince. Ben hem göz pınarlarımda kullanıyorum, bazen de tüm göz kapağıma uyguluyorum. Ve hatta aydınlatıcı olarak denediğimde de gayet beğendim. Fiyatı ise refill olarak indirimsiz haliyle 43 TL ancak ben %20 indirimle almıştım ve epey ekonomik oldu. 

Eğer siz de böyle bir far arayışındaysanız şu an MAC online'da %10 indirim var; hemen ışınlanın derim. :) Bu arada paletteki diğer iki boşluk da doldu ve bence şahane bir palet oldu! <3 Onların yazısını da sırasıyla yazacağım. 

Herkese çokça sevgiler!

Burcu,


Devamını Oku

Salı, Mayıs 23, 2017

KOZMETİK | En sevdiğim iki Lip Balm



Herkese merhaba!

Bugünkü yazıda uzun süredir severek kullandığım iki lip balm'dan bahsedeceğim. Lip balm'ın benim için önemiyle başlayacak olursam; neredeyse nemlendirici kadar hayati ve elzem. Aşırı kuruyan dudaklarıma iyi bir lip balm uygulamadığımda oluşan gerginlik hissini ve o hissin rahatsızlığını tarif edemem sanırım. :O Bu nedenle çantamda, ofiste, başucumda kısacası vakit geçirdiğim her alanda mutlaka bulunduruyorum. 

Şimdi en çok bu yazıda bahsedeceğim iki markanın ürününü seviyorum ancak bundan kısa bir süre öncesine kadar lip balm denince aklıma gelen ilk ve tek marka Nivea'ydı. Lise yıllarımı Cherry Lipstick efsanesiyle geçiren biri olarak uzun süre başka marka kullanmadım, kullanamadım. :)

Sonra Yves Rocher ve Blistex denedim. Ancak baktım çetin geçen kışla ve Ankara ayazıyla onlar da kesmiyor; uzun bir araştırmadan sonra Nuxe ve Bioderma'da karar kıldım. Üç dört aydır da sadece bu iki ürünü kullanıyorum.



Nasıl kullandığıma gelince. Geceleri Nuxe'ün Reve De Miel Lip Balm'ını sürüyorum. Tam gecelik olan bu ürün oldukça yoğun bir yapıya sahip. Kavanoz şeklindeki ambalajını açtığınızıda burnunuza ilk olarak taptaze bir portakal kokusu geliyor. Kalın da bir yapısı olduğundan uyumadan önce sürmek daha mantıklı ve sabah uyandığınızda pamuk gibi dudaklarla karşılaşıyorsunuz. 
Ayrıca ürünün içeriği pek çok Nuxe ürünü gibi tertemiz. Yüzde 80 doğal içerikten oluşuyor; paraben, mineral yağ, suni parfüm ve hayvansal madde içermiyor.



Gündüzleri ise kurtarıcım Bioderma'nın bu Atoderm lip balm'ı. İncecik yapısıyla hafif bir ürün gibi görünse de çok yoğun nem veriyor. Çatlamalara, gerilmelere anında etki ediyor ve dudağa direk nüfuz ediyor ki sanırım bu yüzden Roaccutane tedavisi görenlere dahi öneriliyormuş.

Eğer siz de benim gibi çabuk kuruyan, çatlayıp kabuk kabuk olmaya meyilli dudaklara sahipseniz iki ürünü de gönül rahatlığıyla önerebilirim. Fiyatlarına gelince. Ben Bioderma Atoderm'i 27 TL'ye, Nuxe Reve De Miel Lip Balm'ı da 21 TL'ye almıştım ki ikisi de fiyatlarını fazlasıyla hak eden performansa sahip.

Şimdilik anlatacaklarım bu kadar, bir sonraki yazıda görüşmek üzere!

Burcu,



Devamını Oku

Pazar, Mayıs 21, 2017

KOZMETİK | Kiehl's Daily Reviving Concentrate Gündüz Serumu



Herkese merhaba!

Bundan bir yıl öncesine kadar Kiehl's markasını aşırı sever, cilt bakım ürünlerimde başka bir marka neredeyse kullanmazdım. İçeriklerine, çalışanlarına, ürünlerine epey güvenirdim ve memnun kalmadığım bir ürünü yok gibiydi.

Fikrim değişti mi? Aslında hayır. Hala çok sevdiğim ürünleri var. Ancak ben şundan yanayım, cilt uzun süre aynı ürüne alışmamalı. Zira alışınca cildin üründen sağladığı olumlu etki yavaşlıyor ve bir süre sonra duruyor. İşte bu nedenle memnun kaldığım ürünlerine biraz ara verdim. Bu yazıda bahsedeceğim ürünü ise pek sevmedim.



Daily Reviving Concentrate Gündüz Serumu'nu alış hikayeme gelince. Bir alışverişimde üç dört kutu bitirdiğim Avokadolu Göz Kremini sepete atarken bu ürünü de bu küçük boyuyla denemek istedim. Zaten gece serumu olan Midnight Recovery Concentrate'den çok memnundum; cildim de epey kuruydu ve günlük versiyonda bir serum bu anlamda iyi gelebilirdi.

Ancak öyle olmadı. Nedenlerine gelince. Ne gece serumu Midnight Recovery Concentrate gibi kolay emiliyor ne de onun gibi çabuk etki gösteriyor. Çabuk etki göstermediği gibi uzun vadede de bir sonuç vermiyor ve cilt yüzeyinde sanki sıvanmış yağ gibi duruyor. Üstelik her gün kullanınca bende sivilce yaptı ki kupkuru cildimde bu çok zor birşeyken.



İçeriğinde zencefil kökü, ayçiçeği ve tamanu yağı olan bu serumun vaadleri arasında cildi pürüzsüzleştirmek, ince çizgi görünümünü azaltmak ve cilde canlı, enerjik bir görüntü vermek var. Ancak dediğim gibi ben bu etkilerin hiçbirini göremedim. Sadece bitirmek için fondötenlerime damlatarak ya da toz aydınlatıcıları krem formda uygulamak için kullanıyorum. 

Ve son olarak fiyatına gelince; 30 ml'lik boyu 165 TL ancak bence pek bu fiyatı hak eden bir ürün değil. Bu fiyata çok daha işlevli nem maskeleri, nem serumları vs. satın alınabilir.

Benim anlatacaklarım şimdilik bu kadar. Bir sonraki yazıda görüşmek üzere!

Herkese çokça sevgiler!

Burcu,

Devamını Oku

Pazar, Mayıs 14, 2017

KOZMETİK | MAC All That Glitters Far



Bir şeye takınca eli ondan başkasına gitmeyenler kulübünden merhaba! Bu konuda epey iddialıyım.:) Bazen bir kıyafete, bazen bir ruja, bazen bir maskaraya, ve bu yazıda olduğu gibi bazen de bir fara taktı mı takıyorum. Bahsedeceğim far MAC'in kült farlarından biri olan All That Glitters. Peki kült olmayı hak ediyor mu; yanıtım sonuna kadar evet. Detaylara gelince.

Bu farı alış hikayem kendime dörtlü bir MAC far paleti oluşturma isteğimle başladı. Öyle bir dört renk seçmeliydim ki, hem günlük makyajımda rahatlıkla kullanabilmeli hem iddialı gece makyajlarını kurtarabilmeliydim. İlk alacağım far da biraz daha günlük kullanıma uygun olsun istedim. All That Glitters zaten uzun zamandır merak ettiklerimdendi, bileğimde swatch'ladığımda çok sevince de hemen satın aldım, paletime yerleştirdim.



Peki rengi, yapısı nasıl. Öncelikle yapısı şahane. Şimdiye kadar kullandığım farlar arasında en az tozutanı hep MAC farlardı, All  That Glitters'da da bu değişmedi. Tozutma yok denecek kadar az. Baz kullanmadığım halde göz kapağımda birikme yapmıyor ve bu yönünü çok seviyorum. Ancak elbette baz kullanınca hem daha kalıcı oluyor, hem de o şahane ışıltısını daha iyi veriyor.

Rengi ışıltılı, şeftalimsi bir şampanya. Çok az bir pembelik de barındırıyor ama çok çok az. Şeftali-şampanya uyumu daha baskın. 



Uygulama şeklime gelince. Günlük olarak tüm göz kapağıma sürüp bol maskarayla desteklemeyi çok seviyorum hatta bunu sanırım bir aydır her gün yapıyorum. Öyle güzel, öyle joker bir ton ki elim başka fara gitmiyor. 
Baktığınızda tek bir far evet ama içindeki farklı tonlarla sanki birkaç farın karışımıymış gibi duruyor. Yani şöyle; ben en azından şunu yapabiliyorum; göz pınarlarıma doğru iki kat sürdüğümde daha şampanya bir görünüm alabiliyor, gözün orta ve dış köşelerine geçtiğim tek katla şeftali kısmına geçebiliyorum. Umarım anlatabildim. :)

Bu arada ben bu farı bahsettiğim gibi palet oluşturmak adına Refill olarak aldım. Bu haliyle fiyatı 43 TL. Ancak şu ara MAC'de %20 indirim var ve epey uyguna geliyor. O sebeple varsa ihtiyacınız koşun!

Herkese mutlu pazarlar ve çokça sevgiler!

Burcu,

Devamını Oku

Pazar, Mayıs 07, 2017

KOZMETİK | Shiseido Ibuki Beauty Sleeping Mask



Herkese merhaba!

Bugün bahsedeceğim ürün uzun zamandır hakkını vermeye çalıştığım, ancak aslında ilk kullanımımda fikrimin büyük ölçüde oturduğu bir ürün. Hazır günlerden de pazarken ve gündem genelde bakımken alın çaylarınızı, kahvelerinizi gelin. Güzel şeyler anlatacağım. :)

Makyaj yapmak, yeni ürünler deneyimlemek ne kadar güzelse bundan daha güzeli ve önemlisi doğru cilt bakımı. Her zaman söylüyorum, benim önceliğim önce cildi besin ve bol su yoluyla içeriden beslemek sonrasında ise güvendiğim ve içeriği temiz ürünlerle içerden beslenmeyi dışarıdan desteklemek. 

İşte o dışarıdan destekleme kısmında alacağım ürünü epeyce uzun araştırıyorum. Cilt yapıma uyması gerekiyor, içeriğinin temiz olması gerekiyor ve vaadlerini yerine getireceğine inancımın tam olması gerekiyor. Sonrası ise malum, düzenli ve doğru kullanım. 



Shiseido Ibuki Beauty Sleeping Mask da işte bu aşamalardan sonra satın aldığım bir cilt bakım ürünüydü. İki aylık deneyimlemem sonucunda ise cilt bakım rutinlerimden biri haline geldi.

Öncelikle ürün bir gece maskesi. Ben iki günde bir geceleri uyumadan yarım saat önce tüm yüzüme ve boynuma masaj yaparak uyguluyorum. Öyle aromatik ve şahane bir kokusu var ki uyku öncesi verdiği rahatlama hissini çok seviyorum. İçerisinde görseldeki gibi beyaz minik partiküller var. Uygulama esnasında bunların hepsi yüzde eriyor ve markanın vaadine göre cildi bir kalkan gibi sarıyor. Yanı sıra içeriğindenki C ve E vitamini sayesinde az bir uykuyla dahi cildi canlı bir şekilde güne hazırlıyor. Bu ürün için yapılan tanımlamalardan biri ki doğruluğuna yüzde yüz katılıyorum; 'kavanozun içinde tam bir gece uykusu'.



Ibuki serisinin bu maskesi cilde verdiği nem etkisini 18 saat sonra bile koruyor. Ayrıca kullanım sonrası temizleme gerektirmiyor. Ve düzenli kullanımda koyu halkaların ve ince çizgilerin azalmasını vaad ediyor. 

Ben ilk kullandığım andan itibaren bu maskeye bayılıyorum. Peki düzenli kullanımım sonucunda ne sonuçlar aldım, onlardan bahsedecek olursam. Öncelikle cilt kuruluğumu büyük ölçüde azalttı ki sadece bu yönü için bile vazgeçemeyebilirim. Sonrasında ise kullanım sonrası her uyandığımda cildimdeki canlılığı fark edebiliyorum. Renk eşitsizlikleri gitmiş oluyor, hatta ve hatta ten ürünü kullanmasam da oluyor. Çok fazla ince çizgim olmadığı için bu konudaki etkisi hakkında bir şey diyemeyeceğim ancak morlukların azalmasında  bol suç içmeyi atlamadığınız takdirde epey etkili.



Son olarak 80 ml'lik ambalajıyla uzun süre gidecektir, çünkü fındık kadar bir miktar tüm cilde yetiyor. Fiyatı ise indirimsiz hali ile 199 TL ve evet pek ekonomik bir ürün değil. Keşke giderek artan kozmetik fiyatlarına bir dur diyen olsa ama maalesef. Yapılacak en iyi şey sanırım indirimleri ve kampanyaları takip etmek.

Anlatacaklarım şimdilik bu kadar.

Herkese çokça sevgiler!

Burcu,


Devamını Oku

Cumartesi, Nisan 29, 2017

KOZMETİK | MAC Mineralize Skinfinish Gold Deposit Allık



Merhaba!

Bir görünüp bir kendini saklayan bahar sanırım bu defa geri gitmemek üzere geldi! Dışarıda şahane bir hava var! Ve bugün beni hemen dışarı çıkmaktan ancak bu yazıda bahsedeceğim şahane ürün alıkoyabilir!

Girişten de anlaşılacağı üzere harika bir allık keşfim var. Ancak öncesinde benim allıkta neleri sevdiğime ve bu allıkla nasıl tanıştığıma gelince!

Bu blogdaki pek çok allık yazısında bahsettiğim gibi ben allıkta yanağa 'koşmuş da yorulmuş' efekti veren pembe ve tonlarını seviyorum. Olabildiğince doğal olsun, sağlıklı görünüm versin bir de gün boyu kalıcı olsun bana yeter. Bu anlamda krem/likit allıkları epey sevsem de daimi favorimin yıllardır Nars Orgasm olduğunu her fırsatta söylüyorum. 



Ancak son zamanlardaki en sevdiğim keşfim olan MAC'in Gold Deposit'inin bu bahsettiklerimle pek alakası yok. Bu ürünle nasıl tanıştığıma gelince. Epeydir gözüme kestirdiğim en güzel kırmızı rujlardan Russian Red'i almak için MAC Gordion'a gittiğimde bence MAC'in en iyi make up artistlerinden olan Ufuk yanaklarıma bu allığı uyguladı. 
Kırmızı rujla çok yakışacağını söyledi ve evet; Russian Red'le de baya iyi bir ikili olmuşlardı. Ben de mağazadan Russian Red'le beraber bu allığı da satın alıp çıktım.

Ancak sonrası hafiften pişmanlık oldu. Hem bu tonlarda elimin pek gitmediği bir allığım vardı ve pembelerden Gold Deposit gibi bir bakır/bronz'a geçmeyi ilk etapta yadırgamıştım. Ancak değiştirme şansım olmayınca kullanmaya karar verdim. Son söyleyeceğimi baştan söyleyecek olursam da o günden beri bağımlısıyım. <3



Rengi bakır/bronz olan ve altın yansımalar içeren bu allık öncelikle epey pigmentli. Öyle güzel bir tonu var ki far olarak da kullanabiliyorum ve ışıltısına bayılıyorum. Yanaklara uygulandığında aydınlatıcı kullanmama pek gerek kalmıyor. Zira kendisi yüze hem şahane bir renk veriyor hem de sim sim durmadan ışıldatıyor. Kalbimden vuran kısmı da sanırım zaten bu. 'Glowy' bir bitiş vermesi ama bunu simli durmadan yapabilmesi. <3

Bunların yanı sıra sürümü çok kolay. Dokusu kadife gibi. Parçalı, pütürlü olmadan çok rahat bir şekilde yüze yayılıyor; tüm gün de kalıcılığını koruyor. Ek olarak E vitamini ve 77 Mineral Complex içeriyor. Ve belirtmeliyim ki kokusu da şahane!



Allık konusundaki pembe tabumu ilk kez bir allıkla yıkabildim ve dediğim gibi satın aldığımdan beri her gün ama her gün kullanıyorum. Hatta yaz aylarını iple çekiyorum ve hafif bronz tene uygulandığındaki duruşunu düşündükçe ayrı heyecanlanıyorum. <3

Ben iyi ki Ufuk'u dinlemişim ve bu allıkla tanışmışım. Dilerseniz siz de beni dinleyip en yakın MAC'e koşun.<3 Garanti ederim; asla pişman olmazsınız! :)

Herkese çokça sevgiler,

Burcu,


Devamını Oku

Perşembe, Nisan 27, 2017

KOZMETİK | Lancome Teint Miracle Fondöten



Herkese merhaba!

Bugün uzun zamandır kullandığım ve hakkındaki fikirlerimi iyice oturttuğum, her türlü durumda deneyip yarı yolda kalmadığım bir üründen bahsedeceğim. 

Anlatacağım ürün bir fondöten. Almadan önce en uzun uzun araştırdığım, cildime en uygun tonu bulmak için bir bileğimde bir boynumda bir yüzümde denediğim, lafın kısası en ince eleyip sık dokuduğum kozmetik ürünü.

Ancak bazen olay bu şekilde gelişmeyebiliyor. Mesela aylar önce Make Up Forever Ultra HD  Stick Fondöten alacağım diye gittiğim Sephora'da make up artistin beni bu kararımdan vazgeçirip Lancome standına yönlendirdiği günkü gibi. 



Lancome Teint Miracle'ı kullandığım her gün teşekkür ettiğim o make up artist, cildimin ihtiyacının ince ve nem veren bir ürün olduğunu söyleyip bu fondöteni yüzüme uygulamıştı. Sonuç gerçekten bahsettiği gibiydi. Teint Miracle gerçekten kendi tenimmiş gibi duruyordu ve cildime çok tadında ışıltılı bir kadifelik vermişti. Kapatıcılığı ortaydı ancak istenildiği takdirde arttırılabilirdi.

Ben de uygulamadan sonra hemen sepete attım ve Make Up Forever Ultra HD'den vazgeçmiş bir şekilde mağazadan ayrıldım. Yaklaşık yedi aydır Teint Miracle'ı kullanıyorum ve hem gece hem gündüz makyajında pek çok durumda test ettim. Başta da dediğim gibi beni asla yarı yolda bırakmadı.



Yapısı gerçekten son derece ince ve vaadindeki gibi çıplak ten efekti veriyor. Cilde ışıltı veren teknolojisiyle, sürüldüğü anda yüzde aydınlık bir görüntü oluşturuyor. Benim en sevdiğim yanlarından biri de kalıcılığı oldu; zira baz kullanmadan tüm gün kalıcılığını koruyor. Su bazlı biri ürün olması nedeniyle sanırım gün içinde oksitlenme, parlama vs. yapmıyor. 

Aynı zamanda SPF 15 özelliğine de sahip ve güneşten koruma özelliği de var. Ancak beyaz tenli biri olarak özellikle güneşli mevsimlerde bu benim için yeterli değil. Dolayısıyla ekstra bir güneş koruyucu da altına kullanıyorum. Uygulama yöntemi olarak da sünger, fırça, parmaklar; ben her türlü iyi sonuç aldım.



Bunların dışında negatif bir etkisine rastladım mı derseniz, hayır. Her anlamda özellikle kuru ciltler için gerçekten çok başarılı olan bu fondötenin tek eksisi belki fiyatı olabilir. Zira indirimsiz bir dönemde fiyatı 190 TL. Ancak hak ediyor mu derseniz, kesinlikle!

Benim bu fondötenle ilgili söyleyeceklerim bunlar ve şimdilik anlatacaklarım bu kadar. Bir sonraki yazıda görüşmek üzere!

Herkese çokça sevgiler!

Burcu,



Devamını Oku

Pazar, Nisan 09, 2017

KOZMETİK | Çalışan Kadının Makyaj Çantası



Herkese merhaba!

Geçtiğimiz günlerde şu yazıda uygun fiyatlı ürünlerle bir üniversite makyaj çantası hazırlamıştım. Ve bu çantaya attığım ürünlerin pek çok şekilde kullanılabilir ürünler olmasına dikkat etmiştim.

Yine aynı formatta bir çantayı bu defa çalışan kadınlar için hazırlamak istedim. Çoğu çalışan kadının çilesi malum; uzun süre bilgisayar vs. başında olmak, yeri geldiğinde akşamın geç saatlerine kadar uzayan çalışma saatleri, kirli şehir havası derken cilt çok fazla negatif etkene maruz kalabiliyor. Bu sebeple oluşturduğum çantada da cilde nefes aldıran, gözenekleri tıkamayan, yorgunluğu gizleyip cildi canlandıran, ışıldatan ürünlere yer verdim! İşte onlar!




Fondöten olarak MAC'ten Face&Body. Neredeyse pek çok BB kremden dahi daha hafif olan bu fondöten hep söylediğim gibi incecik. Su bazlı yapısıyla cildi ve gözenekleri asla tıkamıyor, günlük kullanım için de hoş bir renk eşitliği sağlıyor. Kapatıcı olarak ise Lancome Effacernes. Koyu halkaları bile çok başarılı bir şekilde örten bu kapatıcı göz çevresini kurutmuyor. Üstelik uzun süre kalıcı ve SPF 30'u var.





























Yanaklarda için ise çantaya  üç favori ürünümü ekledim. Yüzü şimdiye kadar gördüğüm en doğal tonla ısıtan bronzer Nars Laguna, hayatım boyunca kullanacağımı düşündüğüm ve her ten rengine çok yakışan Nars Orgasm allık, yazısını yakında yazacağım doğal ötesi duran Benefit Watt's Up aydınlatıcı. Bu üçlüyle en uykusuz günlerde bile yorgun görünme şansı yok! <3





























Göz grubuna geçersek. Hem gündüz hem gece kullanıma uygun olan ve yoğun pigmentli, kalıcı renklerden oluşan Nars Matte/Shimmer far paleti göz makyajları için demirbaş gibi. Eyeliner olarak şimdiye kadar kullandığım en kalıcı eyeliner MAC Fluidline Blacktrack Jel eyeliner, maskara olarak da takma kirpik etkisinin bir diğer adı Benefit They're Real. 





























Son olarak dudaklarda ise bir kahve bir pembe alt tonlu iki nude ruj seçtim. Yapabilene koyu renk kırmızlar, bordolar da güzel oluyor ancak benim favorim her daim nude tonlar. MAC'in pembe alt tonlu nude'u Mehr ve kahve alt tonlu Velvet Teddy'si bence en güzel nede rujlardan.

Ve son olarak belirtmeden geçemeyeceğim; böyle bir makyaj çantasını kullanmak kadar her gün düzenli olarak yaptığımız makyajı çıkarmak, doğru beslenmek ve bol su tüketmek de önemli. Hepsi bir bütün olarak yapıldığı takdirde ışıl ışıl ve bakımlı durmama ihtimali yok!

Benim anlatacaklarım şimdilik bu kadar!

Herkese çokça sevgiler!

Burcu,
Devamını Oku

Pazar, Mart 26, 2017

KOZMETİK | Maybelline Push Up Angel Maskara İncelemesi

Herkese merhaba!

Bugünkü yazıda bahsedeceğim ürün bir maskara. Uygun fiyatlı maskaralar açısından en sevdiğim marka olan Maybelline'nin ülkemize gelen son maskarası Push Up Angel'ı yaklaşık iki aydır kullanıyorum. Ve bendeki izlenimlerine gelince.

Öncelikle ambalaj olarak Push Up Drama'dan pek bir farkı olmaması gözümü biraz korkutmuştu. Zira Push Up  Drama kötü, çok kötü bir maskaraydı ve akması, bir türlü kurumaması, kirpikleri üç tel gibi göstermesi hatırladığım en kötü özellikleriydi. Bu nedenle Push Up Angel'a da ilk olarak mesafeli yaklaşmıştım ancak olunlu yorumların çokluğu nedeniyle satın aldım.

Ve ilk olarak şunu söyleyebilirim; Push Up Drama ile alakası yok. Aksine kirpikleri asla birbirine yapıştırmıyor. İnce fırçası ve sık kıl yapısıyla her bir kirpiği tek tek ayırıp uzatıyor. Akma bulaşma konusunda ise sanırım Maybelline maskaralar içinde en az akma yapan maskaralardan biri. Kalıcılık anlamında gayet başarılı. 



Siyahlık meselesine gelince. Açıkçası benim beklediğim ve sevdiğim kadar siyah değil. İki kat sürsem bile o kömür siyahı rengini veremiyor. Ve yine çok sevdiğim o dolgun görünümü de pek yaratamıyor. 

Bu özellikleriyle Push Up Drama'nın eksiklerini telafi eden ancak yine de mükemmel olmayan bir maskara oldu Push Up Angel benim için. Günlük kullanım için yeterli ve ihtiyacı karşılar ancak mükemmel mi; bence değil.

Bugün anlatacaklarım şimdilik bu kadar.

Herkese mutlu haftalar ve çokça sevgiler!

Burcu,
Devamını Oku