Herkese merhaba!
Eğer siz de benim gibi pazartesi sendromunu hala atlatamayanlardansanız hafta sonu fotoğraflarına bakabilirsiniz :) Bu yöntemle sendromumu hafifletmek bana çok iyi geldi. Hatta bu hafta sonunu öyle keyifle, öyle enerji toplayarak geçirdim ki sanırım tüm haftalık enerji depom hazır! Üstüne hafta arası bir gün tatil de bonus <3
Hafta sonu bu manzaraya bakıp yürürken aklımda çokça şey geçti. Sahilde yürüyen kalabalık gruplar, çimlere yayılıp mayışanlar, banklardan gelen kahkaha sesleri, dolup taşan sahil kafeleri, selfie'nin türlü halleri, insanların olanca telaşsızlığı; en az o gün yürüdüğüm 5.5 km kadar iyi geldi.
Sporu hayatımın bir parçası yapma kararım üç ay önce pilatesle başlamıştı, şimdilerde yürüyüşle devam ediyor. Hem çok naz yapsa da güzelleşen havalar bu karar için biçilmiş kaftan değil mi. Hele bir de doğanın da yeni uyandığı saatlerde <3
Uykuya da çok düşkün olmadığımdan sabahın erken saatlerinde kendime ayırdığım bol oksijenli bir saat bana çok iyi geliyor. Doğanın sessizliği insana çok şey fısıldıyor. Güneşi kuytuda kalmışlarını aydınlatıyor. Rüzgarı senin dokunmaya cesaret edemediklerine dokunuyor. Kokusu soluksuz çalıştığın zamanlara ödül olup nefesini açıyor. Kuşlar da fon müziği olup uçuyor.
Sahi Cemal Süreya o şiirinde ne güzel söylüyor;
Hayat kısa kuşlar uçuyor!