Perşembe, Eylül 25, 2014

BEN HALİ |Çok

Azla çok arasındaki o çizgide yürüyedururken pek çok defa geri dönsek de, düşüp kalksak ve dizlerimizi kanatsak da, döneceğimiz yer, vuracağımız dip hemen hemen belli olsa da "çok"un sınırı konusunda pek tamahkar olamıyoruz.  Azla çok arasında geçen  yolculukta çoğu zaman "çok"ta birikip yığılıyoruz.


Ben de hep çok olanlardanım. Çok seven, çok çalışmak için uğraşan, daha çok okumak için uykusuz kalan, bazen çok yorulan, çok alışveriş yapan, çok abartan, çok çabuk soğuyan, çok sıkılanım. "Çok"un büyüsünü tattığımdan inadına civarında gezinen, bazı zamanlar  yığılmadan dolayı kendime yer bulamayanım. Bazen son bir umut bakan, bazen bomboş ellerimle sıfıra doğru ama gözüm yine arkada yola koyulanım.


Aza doğru koyulduğum dingin yolda kalabalıklardan sıyrılıp aynalara baka baka kendime muhasebe yapanım. Bazen kabullenmeden adım atmanın mümkün olmadığını görenim. Ama yine de bazı kelimeleri, bazı anları, bazı ifadeleri "az"a yakıştıramıyorum. Mesela zamanı iki ay geri saracak olursak; sıcacık bir yaz gününde yalın ayalarımla yere basıp vücudumda negatif elektriğin kırıntısını bırakmadığım bu günü aza yakıştıramıyorum. Aksine sanırım böyle böyle "çok"a olan tutkumu pekiştiriyorum! :o
Devamını Oku

Perşembe, Eylül 18, 2014

BEN HALİ | Başka

 

Bazı zamanlar her şey çok aynı gibi, çok sıradan gibi görünse de, günler birbirinin farksız birer tekrarı gibi olsa da  aslında her zaman o kadar aynı değil, başka. Evet zeminimiz kendimiziz ama kendimize uydurduklarımız, günün farklı anında ve farklı yerinde büründüklerimiz çok başka. Evdeyken başka, ofisteyken başka, arkadaşlarlayken başka, yalnızken başka...

O başka başka maskelerden bazıları cuk oturmuş olsa da bazılarının ölçüsü tam uymuyor. Bazıları alabildiğine diriyken bazıları daha kırışık. İfadeler ve durumlar çoğu zaman farklı ancak biz hatlarımızla aynıyız. Bizi biz yapan şey de hatlarımız ama o maskeler de türlü zamanlarda kendimize aldığımız gardlarımız. O 'tam oturmuyor yakışmıyor' deyip sıkıldıklarımız da bence monoton diye burun kıvırdıklarımız.

Benim şu sıralar gardım sürekli değişiyor. Sonbahar sarısını da hissettirdiğinden arada çok bunalsam da bu post'u yazarken son derece mutluyum. Çünkü fotoğrafların çekildiği güzel günü hatırlıyorum. Ayrıca verdiğim uzunca arayı da kapatmak niyetindeyim. Hem zaten Eylülden mi bilinmez sürekli de yazasım var. :) O yüzden Eylül'ün diğer yarısına sığdırabileceğim kadar post'la geri dönüş yapıyorum!

Herkese mutlu haftalar! :)


Devamını Oku