Ne zaman ki takvimler Ekim'i göstermeye başlıyor, havanın sıcak soğuk dengesi bir şaşıyor ve ağaçlar yapraklarıyla yerleri sarıya boyamaya başlıyor; işte o vakit benim içimdeki bordo aşkının kendini dışa vurma vakti oluyor.
Arada buradaki gibi değişiklikler yapsam da etkisine genelde önce tırnaklarımdan başlıyor. Hep koyu renk oje süren ben, yaz aylarında kırmızının en canlı tonlarından ton beğenirken sonbaharın gelmesiyle o kırmızılar yerini siyaha yakın bordolara bırakıyor.
Kabandan, şala çoraptan kazağa bordo gördüğüm her şeye kalbim atarken ve elim giderken, üstüne geçtiğimiz günlerde de en keyifli rutinim Modagram'da gezinirken bu eteği gördüm ve aşık oldum! Önce sepete attım sonra sabırsızlıkla bekledim ve sonra da bu şekilde kombinledim!
Renklerin psikolojimizdeki etkileri gerçekten yadsınmaz. Mesela bordo bence kışı çok iyi taşıyor. Kışın ayazını, soğuğunu siyahla görev dağılımı yaparak omuzluyor ve birliktelikleri sanki soğuk da geçirmiyor. Bu durum sayesinde bu iki renge olan aşkım kış sonuna kadar böyle sürer gider diye düşünüyorum. O yüzden bu post'u da siyah&bordo ikilisine ama en çok bordoya ithaf ediyorum. :)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder