Çarşamba, Ekim 15, 2014

STİL | Tekrar

Hayatta en büyük mutsuzluk sebeplerimi sorsalar ilk üçümden biri mutlaka tekrara düşmek olur. Aynı kelime bile defalarca söylendiğinde anlamını yitiriyorsa sürekli yapılan aynı şeylerin sonu da bana göre anlamsız bir hayata çıkar. Farklı güzeldir. Denemek, cesaret etmek, değişmek, bazen ufacık kımıldamak bile iyi gelir.


Ama tekrarının süreklilik kazandığı can sıkmayan, aksine yeni keşif kapıları açan şeyler de yok değil. Mesela Sabahattin Ali'nin Kürk Mantolu Madonna'sı. Tekrar tekrar okuduğum başucu kitaplarımdan olan Kürk Mantolu Madonna'dan sıkılmayı bırak her seferinde hiç okumamışım gibi hissettiğim bile oluyor. Şu sıralar yine keşfetmediklerimi keşifteyim.


Sarı sonbaharın sadece bu halini seviyorum. Onun dışında geçiş dönemi oluşundan, yazın ardından olanca sevimsizliğinden, gribi soğuk algınlığı bol mevsim oluşundan hiç hoşnut değilim. Sonbahar bence sadece böyle yapraklarla güzel.




Ve bazı şeyler de tekrar tekrar olsa bile öyle güzel. Bir roman, çok sevdiğin bir ceket, dolabının jokeri bir siyah elbise, her şeye uydurduğun bir çift küpe, bir beyaz gömlek, bir bordo oje... Bu yazı da onlardan üçüne teşekkür mahiyetinde olsun. Bir aiyah cekete, bir bordo ojeye, ama en çok da Kürk Mantolu Madonna'ya...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder