Pazar, Ekim 13, 2013

KİTAP | Pazar okumasında 'Yeraltından Notlar'


İnsanın insanı bu kadar iyi bildiğini gördükçe, insanı milim dahi atlamadan anlattığına tanık oldukça, ruha nasıl ilmek ilmek kazarcasına inilir; şaşkınlık-hayranlık karışık bir şekilde izledikçe ve iz bırakıp hiç silinmediğini gördükçe 'bu dünyadan bir Dostoevski geçmiş' değil de 'o zaten bir dünya olarak bizim dünyamıza gelmiş' diyesi geliyor insanın.
Her satırının bir sonraki için büyük merak uyandırması, Dostoyevski'nin anlattığı yalın insanın yanında aslında ne kadar yüzeysel olduğumuzu hissetmemiz de bence bundan. 


Ve onun yazdıklarına; hele ki Yeraltından Notlar'a sadece eser demek ne kadar zorsa, sonraki pek çok şeye de eser demek, roman demek, karakter demek bence bir o kadar zor.
İnsan bazen her şeyden uzaklaşıp bir kitapta kaybolmak istiyor. Dostoyevski benim için kaybolacak derinlikte bir dünya demek ve o büyük dünyaya pazar gibi sessiz bir gün sularında girebilmek çok iyi geliyor.. Üstelik anlatmaya hiç çabalamadan; bazen sadece anlamaya çalışarak ve sadece bunun iyi geleceğini bilerek...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder