Hani "kendini sevmek" dedikleri şey var ya, çok kullanıldığından bazen anlamını yitirir gibi oluyor ama aslında ne doğru laf değil mi... Kendini önce içeriden seven insanın enerjisi dışarıya da yumuşacık dalgalarla ne güzel yayılıyor değil mi...
Ama bugünkü yazının konusu olayın biraz dışarıdan sevme kısmıyla ilgili. Günün hatırı sayılır yükünü taşıyan cildimize çok önem vermemiz gerektiğini düşünmemle bağlantılı olarak son zamanlarki cilt bakım rutinlerimle ilgili.
Cilt bakımı gerçekten hayli önemli konu. Gördüğü hasarları geri sarmanın pek mümkün olmadığını düşündüğümden doğru ürünleri doğru şekilde kullanmaya önem veririm ben hep. Öncelik tabii ki içeriden beslemek; bol bol gülmek, bolca su, doğru beslenme ve kesinlikle sigaradan uzak durmak. Ama kullanılan ürünler de bir o kadar önemli. Ben de baya ince eledikten sonra seçtiğim ürünlerle son zamanlarda mutlu mesut geçinip gidiyorum. Cildime geçtikleri kıyak sayesinde de onları bu yazıya konuk alıyorum!
Nuxe Réve de Miel Jour/Day
Kremin kapağını açtığınızda sizi ilk olarak yoğu bir bitki kokusu karşılıyor. Bu kokuyu yoğun da bulabilirsiniz, sevedebilirsiniz. Ben sevenlerden oldum. Ve yarattığı yağlandırmadan neme doyurma etkisine bayıldım. Başka bir cezbeden yanı ise diğer Nuxe ürünlerinde olduğu gibi neredeyse tamamen doğal içeriklerden oluşması oldu.
Nuxe Réve de Miel Nuit/Night
Bu gece kremi gün boyu bir nevi vantuz görevi gören cildimizin gece bakımını yapıyormuş. Koca günün yüzde bıraktığı zararları gece boyunca arı gibi çalışarak minimize ediyormuş. Koku konusunda aynı serinin ürünü olduklarından gündüz kremiyle aynılar. Benim bu kremde sevdiğim şey ise rahatlatma etkisi oldu. Makyaj temizleme ve toniklemenin ardında masaj yaparak cildinize sürdüğünüzde iyi geceler öpücüğü etkisi yaratıyor benden söylemesi! <3
DDF Nourishing Eye Cream
Ben göz çevrem için nemlendirici kullanmaya yaklaşık bir yıl önce başladım. Sürekli gülen ve mimikleri de göz çevresinde yoğunlaşmış biri olmamdan sebep doğru da bir karar verdiğimi düşünüyorum. DDF, konu göz çevresi kremi olunca hep adı geçen markalardandı ve ben de iyi ki o adı geçenler listesinden DDF'i seçmişim.
Göz çevremdeki kızarmalara çok iyi geldiği gibi çok minicik çizgi görünümlerinin olduğu yerleri de pürüzsüzleştirip daha dolgun bir hale getirdi. Sanırım marka üretmeye devam ettiği sürece Nourishing Eye Cream'den vazgeçmeyeceğim.
Cumlaude Lab Sunlaude Hydra SPF 50
Yaz demek, hatta bir tık geri saracak olursak bahar demek; biraz da güneşin pek hoşlanmadığımız çocukları çiller ve lekeler demek. O çocuklarla da hemen her sütten hallice beyaz tenli gibi benim de başım pek hoş değil. Bu sebeple Mart deyince günlük nemlendirme rutinime bir de güneş koruyucu ekliyorum.
Bu baharı Cumlude Lab ile açtım ve "iyi ki" dediğim bir ürün de kendisi oldu. Bir defa yoğun bir şekilde ve yağlandırmadan nemlendiriyor. Sürdükten sonra beyaz leke bırakmaması da bonus! (Yazar burada bu kadar lafın üzerine bir de, "fotoğrafta gözlükten yansıyan silüetimi es geçebilirsiniz" diyor :p )
La Roche Posay Hydreane BB Cream
Bu ürünle ilk defa BB Krem kullanmaya başladım. Aslında çok sevdiğim vazgeçilmezim Sephora Mineral ile gül gibi geçinip gidiyorduk. Ancak hem biraz değişiklik istedim hem de son zamanlardaki BB krem lobisinin etkisiyle denemek istedim. Ama bilemiyorum. Evet doğal bir renk veriyor, evet koruma faktörü var ve ağırlık da yapmıyor. Lakin tüm bu özelliklerine rağmen bile benim sadık yarim Sephora Mineral'in yerini alamadı. O yüzden çook ender kullandığım bir ürün oldu.
Ve cilt rutini yazısı burada son buluyor. Sabahtan bu yana kapalı ve yağmurlu olan hava da yeni yeni güneş açmaya başladığına göre dışarı çıkıp biraz da içeriden beslenmek zamanı! :)
Herkese mutlu haftasonları :)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder