Cuma, Aralık 13, 2013

BEN HALİ | İki arada bir derede


İstediklerin istemediklerin... Hep hayal ettiklerin, aklından bile geçirmediklerin... Sevdiklerin, koşar adım uzaklaşmak istediklerin... Korkuların, umutların... Şaşırdıkların, şaşıramayacak kadar duyarsızlaştıkların... Kendine hediye ettiklerin, karşılığında bedel ödediklerin...

Sonra en kıymetlilerin... En kıymetlilerin, hep en çok emek verdiklerin. Ve en çok emek verdiklerin hep en büyük beklentilerin... Ama işte bazen bir şey oluyor, bir bakıyorsun o beklentilerin karşılanmıyor. Durumunun özeti tam anlamıyla "ne kestin koç ne yedin hiç" oluyor. Sonra bir gönül koyuyorsun; ama bakıyorsun  o da işe  yaramıyor. Hayat da yukarıdaki gibi zıtlıkları daha çok hissettiğin bir hal alıyor.

O yüzden doğrusu ne ben bilemedim. Tek bildiğim şey hayallerin kısa vadeden pek hoşlanmadığı. Kendini naza çekmeyi ve bu esnada senden emin olmayı daha çok sevdiği... Karşılığında da tek beklediği şeyin vazgeçmeksizin gösterilen bir sabır olduğu...

Peki ya o kadar uzun vadeli sabır yoksa... Hayaller de bir türlü dizginlenemiyorsa., kabuğundan bir an önce çıkmak istiyorsa.. Bu durumda payımıza daha çok hissedilen zıtlıklar mı kalıyor... O zıtlıkları dengeyle kotarabilmenin adı da büyümek mi oluyor...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder