Bir kere benim hayatımdaki en bildik kokulardan oldu. Tarifini yapmaya kalkacak olursam biraz ilk gençlik zamanlarım, çokça okuma tutkum, bir doz hayallerim, biraz babam, biraz dosyamda yıllarla sararmış sayfalardı.
En güzel hep hafta sonları duydum ben gazete kokusunu. Çünkü benim için hafta sonu demek babamın hazırladığı benzersiz kahvaltılar ve sonrasında saatlerce aldığı gazetelere gömülmek demekti. Aheste aheste, en rahat kıyafetlerle, her eki, her sayfayı didik didik etmekti. Başlangıç pek tabii en sevdiğim yazarlarla olurdu. Gazete aynı zamanda yazma tutkuma da en büyük ilhamlardan biriydi. Tadı hep bambaşka oldu. Her bir sayfasına verilen emeği, kaç uykusuz gecenin sonucu o sayfaların çıktığını yerinde de gördüğümden benim için hep kıymetli kaldı.
Şimdilerde evet, biraz daha geri planda ve dijital medya esas aktör. Ve o esas aktörü çok sevsem, gücünü asla yadsımasam da benim gönlümün yıldızı hala kokusunu hissederek okuduğum kat kat gazeteler.
Şimdilerde evet, biraz daha geri planda ve dijital medya esas aktör. Ve o esas aktörü çok sevsem, gücünü asla yadsımasam da benim gönlümün yıldızı hala kokusunu hissederek okuduğum kat kat gazeteler.
Bence siz de bu keyfi ihmal etmeyin. Hadi hafta içi iş koşturmacasında, yolda geçen uzun saatlerde, eve bitap gelinen günlerde zor tamam; ama hafta sonları en azından bir gazeteyi sayfa sayfa karıştırın. Sevdiğiniz bir bölümü koparıp alın, yıllar sonra karıştıracağınız bir arşiviniz olsun ve o sararmış sayfaların vereceği mutluluğu görün. Evet yeni güzeldir. Ama eski bazen daha güzeldir. Hem biraz da geçmişe bağlı alışkanlıkları sürdürmenin nesi kötü?
Herkese mutlu haftasonları...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder